A'lâ
الْاَعْلٰى
Bütün Mealler
Abdulbakî Gölpınarlı
Adem Uğur
Ali Bulaç
Ali Fikri Yavuz
Bekir Sadak
Celal Yıldırım
Diyanet
Elmalılı Hamdi Yazır
Seyyid Kutub
Gültekin Onan
Hasan Basri Çantay
İbni Kesir
İskender Ali Mihr
Muhammed Esed
Ömer Nasuhi Bilmen
Suat Yıldırım
Süleyman Ateş
Şaban Piriş
Ebu'l Al'a Mevdudi
Yaşar Nuri Öztürk
Yazar: Abdulbakî Gölpınarlı - Kur'an-ı Kerim ve Meali
Tenzîh et yücelerden yüce Rab-binin adını.
Bir Rab ki yarattı, derken düzüp koştu.
Bir Rab ki ölçüp biçti, derken doğru yolu buldurdu.
Bir Rab ki otlağı çıkardı.
Derken onu kapkara, kupkuru bir hale döndürdü.
Seni okutacağız da unutmayacaksın.
Ancak Allah dilerse o başka; şüphe yok ki o, açığa vurulanı da, gizli kalanı da bilir.
Ve sana, en kolay yolda başarı vereceğiz.
Artık öğüt ver, fayda verirse eğer.
Korkan, öğüt alır.
En kötü ve bahtsız olan, ondan sakınır.
Öyle bahtsız ki o, pek büyük ataşe atılır, yanar.
Sonra da orada ne ölür, ne dirilir.
Gerçekten de kurtulur, murâda erer kendini temizleyen.
Ve Rabbinin adını anıp da namaz kılan.
Hayır, siz dünyâ yaşayışını üstün tutarsınız.
Ahiretse daha hayırlıdır ve daha da sürekli.
Şüphe yok ki bu vardı, elbette daha önceki sahîfelerde.
İbrâhim’in ve Mûsa’nın sahî-felerinde.
Yazar: Adem Uğur - Kur'an-ı Kerim ve Meali
Yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et!
Yaratıp düzene koyan,
Takdir edip yol gösteren,
(Topraktan) yeşil otu çıkaran,
Sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren.
Sana (Kur an´ı) okutacağız; sen hiç unutmayacaksın.
Artık Allah´ın dilediği hariç, Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir.
Seni en kolaya muvaffak kılacağız.
O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.
(Allah´tan) korkan öğütten yararlanacak.
Kötü kimse ise öğütten kaçınacaktır.
O ki, en büyük ateşe girecektir.
Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.
Doğrusu feraha ermiştir temizlenen,
Rabbinin adını anıp O´na kulluk eden.
Fakat siz (ey insanlar!) dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Oysa ahiret daha hayırlı daha devamlıdır.
Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, vardır.
İbrahim ve Musa´nın kitaplarında.
Yazar: Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı Meal ve Sözlük
Rabbinin Yüce ismini tesbih et,
Ki O, yarattı, ´bir düzen içinde biçim verdi´,
Takdir etti, böylece yol gösterdi,
´Yemyeşil-otlağı´ çıkardı.
Ardından onu kuru, kara bir duruma soktu.
Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.
Ancak Allah´ın dilediği başka. Çünkü O, açıkta olanı da bilir, saklı duranı da.
Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız.
Şu halde, eğer ´öğüt ve hatırlatma´ bir yarar sağlayacaksa, ´öğüt verip hatırlat.´
Allah´tan ‘İçi titreyerek korkan’ öğüt alır-düşünür.
´Mutsuz-bedbaht´ olan ondan kaçınır.
Ki o, en büyük ateşe yollanacaktır.
Sonra onun içinde o, ne ölür, ne yaşar.
Doğrusu, temizlenip arınan felah bulmuştur;
Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.
Hayır siz, dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz.
Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.
Şüphesiz bu, önceki sahifelerde vardır;
İbrahim´in ve Musa´nın sahifelerinde.
Yazar: Ali Fikri Yavuz - Kur'an-ı Kerim ve İzahlı Meal-i Alisi
(Ey Rasûlüm), Rabbinin çok yüce adını tesbih et; (Sübhane Rabbiye’l-A’lâ, de).
O Rabbin ki (her şeyi) yarattı da düzenine koydu.
O Rabbin ki, (eşyanın cins ve nevilerini) takdir etti de doğru yolu gösterdi.
O Rabbin ki, (yemyeşil) otlakları çıkardı;
Sonra da onu, kurumuş, kararmış bir hale çevirdi.
Bundan böyle, sana (Cebrâil’in öğreteceği üzere) Kur’an okutacağız da unutmıyacaksın.
Ancak Allah’ın (nesh edip de unutulmasını) dilediği müstesna... Çünkü O, aşikârı da bilir, gizliyi de...
Hem seni, (vahy ezberlemek, şeriatı tebliğ etmek hususunda) en kolay yola muvaffak kılacağız.
O halde, fayda versin (yahud fayda vermesin), sen Kur’an ile öğüd ver; (tebliğ vazifeni yap).
Muhakkak ki Allah’dan korkan öğüd alacaktır.
Kâfir olan ise, öğüd almaktan kaçınacaktır.
Ki o, en büyük ateşe girecek;
Sonra orada ne ölecek, ne de hayat bulacaktır...
Gerçekten kurtulmuştur, (küfür ve masiyyetten) temizlenen;
Ve Rabbinin ismini anıp da namaz kılan...
Fakat (ey kâfirler!) siz dünya hayatını (ahirete) tercih ediyorsunuz.
Halbuki ahiret, daha hayırlı ve daha devamlıdır.
Doğrusu bu, (on dördüncü âyetten itibaren olan hükümler) evvelkilerin kitaplarında vardır:
İbrahîm’in ve Mûsa’nın kitaplarında...
Yazar: Bekir Sadak - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlatımı
Yuce Rabbinin adini tesbih et.
O, yaratip sekil vermistir.
O, her seyi olcuyle yapip dogru yolu gostermistir.
O, yesillikler bitirmistir.
Sonra da onlari siyah cercope cevirmistir.
Sana Kuran´i Biz okutacagiz ve asla unutmayacaksin.
Allah´in diledigi bundan mustesnadir. Dogrusu acigi da, gizliyi de bilen O´dur.
Kolay olani yapmayi sana kolaylastiririz.
Faydali olacaksa insanlara ogut ver.
Allah´tan korkan ogut alacaktir.
Bedbaht olan ondan kacinacaktir.
O, en buyuk atese yaslanacaktir.
O, orada ne olecektir ne de dirilecektir.
(14-15) Arinmis olan, Rabbinin adini anip namaz kilan, saadete erisecektir.
(14-15) Arinmis olan, Rabbinin adini anip namaz kilan, saadete erisecektir.
Ama sizler dunya hayatini tercih ediyorsunuz.
Oysa ahiret daha iyi ve daha bakidir.
(18-19) Dogrusu bu hukumler ilk sahifelerde, Ibrahim ve Musa´nin sahifelerinde de vardir.*
(18-19) Dogrusu bu hukumler ilk sahifelerde, Ibrahim ve Musa´nin sahifelerinde de vardir.*
Yazar: Celal Yıldırım - Tefsirli Kur'an-ı Kerim Meali
O çok Yüce Rabbin ismini tesbîh et.
O ki yarattı, düzene koydu.
O ki (yarattığını) belli ölçüye göre ortaya çıkardı ve (ona göre de) yolunu gösterdi.
O ki, yeşilliği (bütün güzelliğiyle ve yararlarıyla) çıkardı.
Sonra da onu kupkuru kömüre çevirdi.
(Kur´ân´ı) sana okuyacağız ve sen de unutmayacaksın.
Ancak Allah´ın dilediği müstesna.. Çünkü O elbette açığı da bilir, gizli olanı da bilir.
Kolay olana seni iletip başarılı kılacağız.
O halde öğüt fayda verirse ona devam et.
(Allah´tan) saygı ile korkup eğilen öğüt alacaktır.
Sapıtmış âsi günahkâr ise ondan uzak duracaktır.
O en büyük ateşe varıp girecektir.
Sonra da orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır.
(14-15) Kendini (inkâr, inâd ve kötülüklerden) arındıran, Rabbinin adını anıp namaz kılan kimse, cidden korktuğundan kurtulup umduğuna kavuşmuştur.
(14-15) Kendini (inkâr, inâd ve kötülüklerden) arındıran, Rabbinin adını anıp namaz kılan kimse, cidden korktuğundan kurtulup umduğuna kavuşmuştur.
Ama siz Dünya hayatını (Âhiret´e) tercîh ediyorsunuz.
Halbuki Âhiret, hem daha hayırlı, hem devamlı ve sonsuzdur.
(18-19) Şüpheniz olmasın ki, bu (öğütler) önceki sahifelerde, İbrahim ve Musa´nın sahifelerinde de vardı.
(18-19) Şüpheniz olmasın ki, bu (öğütler) önceki sahifelerde, İbrahim ve Musa´nın sahifelerinde de vardı.
Yazar: Diyanet - Diyanet 1
Yüce Rabbinin adını tespih et.
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır.
O, (her şeyi) ölçüyle yapıp yönlendirendir.
(4-5) O, yeşil bitki örtüsünü çıkaran, sonra da onları çürüyüp kararmış çör çöpe çevirendir.
(4-5) O, yeşil bitki örtüsünü çıkaran, sonra da onları çürüyüp kararmış çör çöpe çevirendir.
Sana Kur’an’ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın.
Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de.
Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz.
O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.
Allah’a karşı derin saygı duyarak O’ndan korkan öğüt alacaktır.
(11-12) En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır.
(11-12) En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır.
Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar.
(14-15) Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.
(14-15) Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.
Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir.
(18-19) Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ’nın sayfalarında da vardır.
(18-19) Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ’nın sayfalarında da vardır.
Yazar: Diyanet - Diyanet 2
(1-5) Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et!
(1-5) Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et!
(1-5) Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et!
(1-5) Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et!
(1-5) Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, (topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et!
(6-7) Sana (Kur´an´ı) okutacağız; artık Allah´ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir.
(6-7) Sana (Kur´an´ı) okutacağız; artık Allah´ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir.
(8-9) Seni en kolaya muvaffak kılacağız. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.
(8-9) Seni en kolaya muvaffak kılacağız. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.
(10-13) (Allah´tan) korkan öğütten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.
(10-13) (Allah´tan) korkan öğütten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.
(10-13) (Allah´tan) korkan öğütten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.
(10-13) (Allah´tan) korkan öğütten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.
(14-15) Temizlenen, Rabbinin adını anıp O´na kulluk eden kimse kuşkusuz kurtuluşa ermiştir.
(14-15) Temizlenen, Rabbinin adını anıp O´na kulluk eden kimse kuşkusuz kurtuluşa ermiştir.
(16-17) Fakat siz (ey insanlar!) ahiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
(16-17) Fakat siz (ey insanlar!) ahiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
(18-19) Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, İbrahim ve Musa´nın kitaplarında da vardır.
(18-19) Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, İbrahim ve Musa´nın kitaplarında da vardır.
Yazar: Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Meali
Tesbih et Rabbinin A´la (yüce) ismini.
Yaratıp düzene koyan Rabbinin.
Takdir edip doğru yolu gösteren Rabbinin.
O Rabbin ki, mer´ayı, çıkardı,
sonra da onu karamsı, bir sel kusuğuna çevirdi.
Bundan böyle sana Kur´an okutacağız da unutmayacaksın.
Yalnız Allah´ın dilediği başka; çünkü O, açığı da bilir, gizliyi de.
Ve seni en kolay yola muvaffak kılacağız.
Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse.
Saygısı olan öğüt alacaktır.
Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır.
O ki, en büyük ateşe yaşlanacaktır.
Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.
Doğrusu felah bulmuştur temizlenen,
Rabbinin adını anıp namaz kılan.
Fakat siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
Haberiniz olsun, bu ilk sahifelerde vardır.
İbrahim´in ve Musa´nın sahifelerinde.
Yazar: Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Meali (Sadeleştirilmiş)
Rabbinin yüce adını tesbih et.
Yaratıp düzene koyan O´dur.
Takdir edip hidayeti gösteren O´dur.
Otlağı çıkaran,
Sonra da onu karamsı bir sel köpüğü haline getiren O´dur.
Bundan böyle sana Kur´ân´ı okutacağız da unutmayacaksın.
Yalnız Allah´ın dilediği başkadır. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de.
Seni en kolay yola muvaffak kılacağız.
Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse.
Saygısı olan öğüt alacaktır.
Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır.
O ki, en büyük ateşe girecektir.
Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.
Doğrusu felah buldu (günahtan) temizlenen.
Rabbinin adını anıp namaz kılan.
Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
Kuşkusuz bu ilk sahifelerde vardır,
İbrahim ve Musa´nın sahifelerinde.
Yazar: Seyyid Kutub - Fizilal-il Kuran
Rabbinin yüce adını takdis et.
O yaratan ve düzeltendir.
Ölçüleri belirleyip yolunu gösterendir.
Yemyeşil meraları bitirendir.
Sonra da onları kupkuru çöpe çevirendir.
Ey Muhammed! Sana Kur´an´ı biz okutacağız ve asla unutmayacaksın.
Yalnız Allah´ın dilediği başka. O açığı da bilir gizliyi de.
Seni en kolay yolu tutmağa muvaffak edeceğiz.
O halde hatırlatmak fayda verirse hatırlat.
Allah´tan korkan, öğüt alır.
Bedbaht olan ondan kaçacaktır.
O en büyük ateşe yaslanacaktır.
Sonra onun içinde ne ölür ne de yaşar.
Doğrusu mutluluğa ermiştir arınan,
Rabbinin adını anıp namaz kılan.
Fakat siz şu dünya hayatını üstün tutuyorsunuz.
Oysa ahiret daha iyi ve daha kalıcıdır.
Bu hüküm elbette ilk sahifelerde de vardır.
İbrahim´in ve Musa´nın sahifelerinde.
Yazar: Gültekin Onan - Kur'an-ı Kerim ve Meali
Rabbinin yüce ismini tesbih et.
Ki O, yarattı, ´bir düzen içinde biçim verdi´,
Takdir etti, böylece yol gösterdi,
´Yemyeşil otlağı´ çıkardı.
Ardından onu kuru, kara bir duruma soktu.
Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.
Ancak Tanrı´nın dilediği başka. Çünkü O, açıkta olanı da bilir, saklı duranı da.
Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız.
Şu halde, eğer ´öğüt ve hatırlatma´ bir yarar sağlayacaksa, ´öğüt verip hatırlat´.
Tanrı´dan ´içi titreyerek korkan´ öğüt alır düşünür.
´Mutsuz, bedbaht´ olan ondan kaçınır.
Ki o, en büyük ateşe yollanacaktır.
Sonra onun içinde o ne ölür ne yaşar.
Doğrusu, temizlenip arınan felah bulmuştur;
Ve rabbinin ismini zikredip namaz kılan.
Hayır siz, dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz.
Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.
Şüphesiz bu, önceki sahifelerde vardır;
İbrahim´in ve Musa´nın sahifelerinde.
Yazar: Hasan Basri Çantay - Kur'an Meali - Kur’an-ı Hakim Ve Meal-i Kerim
Rabbinin o yüce adını tesbîh (ve tenzîh) et,
Ki o, (her şey´i) yaratıb düzenine koyandır.
Takdîr eden, (ona göre de) yol gösterendir.
Yeşil otu çıkaran,
Sonra da onu kapkara, kupkuru bir haale getirendir.
(Habîbim) seni okutacağız da (asla) unutmayacaksın.
Allahın dilediği başka. Çünkü O, aşikârı da bilir, gizliyi de.
Seni en kolay olana muvaffak edeceğiz.
O halde eğer öğüd fâide verirse (durma) öğüd ver.
(Allahdan) korkacak olan öğüdü kabul eder.
Peki bedbaht olan ise ondan kaçınır,
Ki o, en büyük ateşe girecek,
sonra orada hem ölmeyecek, hem dirilmeyecek olandır O.
(14-15) Hakıykat iyi temizlenen ve Rabbinin adını zikredib de namaz kılan kimse umduğuna erişmişdir.
(14-15) Hakıykat iyi temizlenen ve Rabbinin adını zikredib de namaz kılan kimse umduğuna erişmişdir.
Belki siz dünyâ hayaatını (âhiretden) üstün tutarsınız.
Halbuki âhiret daha hayırlı, daha süreklidir.
Şübhesiz ki bu (nlar) evvelki sahîfelerde,
İbrâhîm ile Musânın sahîfelerinde de vardır.
Yazar: İbni Kesir - Büyük Kuran Tefsiri
Rabbının o çok yüce adını tesbih et.
Ki O, yaratıp şekil vermiştir.
Ki O, takdir edip doğru yolu göstermiştir.
Ki O, yeşilliği çıkarmıştır.
Sonra da onu kupkuru, siyah bir çöpe çevirmiştir.
Seni okutacağız da hiç unutmayacaksın.
Yalnız Allah´ın dilediği başka. Çünkü O, açığı da, gizli olanı da bilir.
Ve seni kolay olana muvaffak edeceğiz.
O halde öğüt fayda verecekse, öğüt ver.
Korkacak olan öğüt alacaktır.
Bedbaht olan ise ondan kaçınır.
Ki o, en büyük ateşe girecek olandır.
O, orada ne ölecek, ne de dirilecektir.
Doğrusu arınan, felah bulmuştur.
Rabbının adını anıp namaz kılan.
Fakat siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Halbuki ahiret, daha hayırlı ve daha bakidir.
Şüphesiz ki bu, ilk sahifelerdedir.
İbrahim´in ve Musa´nın sahifelerinde.
Yazar: İskender Ali Mihr - Kur'ân-ı Kerim Lafz-ı ve Ruhu Tefsiri
Rabbinin “Âlâ” ismini tesbih et.
O ki yarattı sonra sevva etti (dizayn etti, düzenledi).
Ve O ki, bir kader tayin etti. Sonra da hidayet etti.
Ve O ki, yerden mera (yeşillikler) çıkardı.
Sonra da onu siyah atık haline getirdi.
(Kur´ân´ı) sana, Biz okutacağız, bundan sonra sen unutmayacaksın.
Ancak (bu) Allah´ın dilediği şeydir. Muhakkak ki O, açık ve gizli olanı bilir.
Ve kolay gelmesi için Biz (O´nu), sana kolaylaştıracağız.
O halde, eğer zikir fayda verecekse zikret (zikri öğret, öğüt ver).
Allah´a karşı huşû duyan kişi zikir yapacaktır (ve tezekkür edecektir).
Ve şâkî olan, ondan (zikirden) içtinap edecek (kaçınıp zikretmeyecek).
Ki o (şâkî), büyük ateşe atılacak.
Sonra onun içinde (ateşte) ölmez ve de hayat bulmaz.
Nefsini tezkiye eden kimse felâha (kurtuluşa) ermiştir.
Ve (o nefsini tezkiye eden) Rabbinin İsmi´ni zikretti ve de namaz kıldı.
Hayır, siz dünya hayatını üstün tutuyorsunuz (tercih ediyorsunuz).
Ve ahiret hayatı daha hayırlıdır ve bâkidir (devamlıdır).
Muhakkak ki bu, evvelki sahifelerde de elbette var.
(Hz.) İbrâhîm´in ve (Hz.) Musa´nın sahifelerinde (var).
Yazar: Muhammed Esed - Kur'an Mesajı Meal-Tefsir
Yücelt Rabbinin sınırsız şanını! Yüceler Yücesi(nin şanını),
O ki, (her şeyi) yaratmakta ve amacına uygun şekiller vermektedir;
O ki, (bütün mevcudatın) tabiatını belirlemekte ve onu (hedefine doğru) yöneltmektedir;
O ki, yeşil ot(lar)ı çıkarmakta,
ve sonra on(lar)ı kara, kavruk kök haline getirmektedir!
Biz sana öğreteceğiz ve (öğrendiklerinden hiçbirini) unutmayacaksın,
Allah´ın (unutmanı) diledikleri hariç; çünkü, (yalnız) O´dur (insanın) kavrayışına açık olan her şeyi ve (ondan) gizli olanları bilen.
Biz, (böylece) (nihai) huzura ve rahatlığa giden yolu senin için kolaylaştıracağız.
O halde, (hakikati başkalarına) hatırlat, bu hatırlatma ister fayda ver(iyor görün)sün, (ister görünmesin).
(Allah´tan) korkan, düşünüp ondan ders alır,
ona yabancılaşan ise bir zavallı biçare olarak kalır;
böylesi, (öteki dünyada) büyük ateşe atılacak
ve orada ne ölecektir ne de diri kalacak.
(Bu dünyada) arınmayı başaran ise, (öteki dünyada) mutluluğa ulaşır,
ki böylesi, Rabbinin ismini hatırlayan ve (O´na) ibadet edendir.
Ama hayır, (ey insanlar,) siz bu dünya hayatını tercih edersiniz,
oysa gelecek hayat daha iyi ve daha kalıcıdır.
Gerçek şu ki, (bütün) bunlar, geçmiş vahiylerde (bildirilmiş)tir.
İbrahim ve Musa´ya indirilen vahiylerde.
Yazar: Ömer Nasuhi Bilmen - Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali
Rabbinin pek yüce olan ismini takdis et.
O (Rab) ki,yarattı da düzeltti.
Ve o ki takdir etti de doğru yolu gösterdi.
Ve o ki, o yeşillikleri çıkardı.
Sonra onu kapkara, kuruca bir ota çevirdi.
Sana okutacağız, artık unutmayacaksın.
(7-8) Allah´ın dilediği müstesna, şüphe yok ki o, âşikâr olanı da bilir, gizliyi de. Ve seni en kolayına muvaffak ederiz.
(7-8) Allah´ın dilediği müstesna, şüphe yok ki o, âşikâr olanı da bilir, gizliyi de. Ve seni en kolayına muvaffak ederiz.
(9-10) Artık öğüt ver, eğer öğüt faide verirse. Korkar kimse, öğütü dinleyecektir.
(9-10) Artık öğüt ver, eğer öğüt faide verirse. Korkar kimse, öğütü dinleyecektir.
(11-12) En serkeş olan ise ondan kaçınır. O kimsedir ki, en büyük ateşe yaslanacaktır.
(11-12) En serkeş olan ise ondan kaçınır. O kimsedir ki, en büyük ateşe yaslanacaktır.
(13-14) Sonra orada ne ölür ve ne dirilir. Muhakkak o kimse felâha ermiştir ki, temizlenmiştir.
(13-14) Sonra orada ne ölür ve ne dirilir. Muhakkak o kimse felâha ermiştir ki, temizlenmiştir.
Ve Rabbinin ismini zikredip de namaz kılmıştır.
(16-17) Belki siz, dünya hayatını tercih edersiniz. Halbuki, ahiret daha hayırlıdır ve daha bâkîdir.
(16-17) Belki siz, dünya hayatını tercih edersiniz. Halbuki, ahiret daha hayırlıdır ve daha bâkîdir.
Şüphe yok ki bu, elbette evvelki sahifelerde (bildirilmiş)dir.
İbrahim´in ve Mûsa´nın sahifelerinde.
Yazar: Suat Yıldırım - Kura'an-ı Hakim ve Açıklamalı Meali
Tenzih et Rabbinin yüce adını
O seni yaratıp, mükemmel yaratılış vereni!O her canlıyı bir ölçüye göre yapıp hayatının devamını, sağlayacak yolları göstereni
O, yeşillikleri çıkarıp sonra da onu kara kuru bir çöpe çevireni
Bundan böyle sana Kur´ân okutacağız da sen unutmayacaksın. Ancak Allah´ın dilediği müstesna. Çünkü O, size göre açık ve net olanı da, gizli olanı da pek iyi bilir
Seni en kolay olana muvaffak edeceğiz
O halde öğütün fayda vereceği ümidiyle sen nasihat et
Allah´a saygı duyacak olan, nasihati düşünüp ders alır
Ama pek bedbaht olan ise ondan kaçınır
Böyle olanlar âhirette, en büyük ateşe girer
Orada artık ne ölür, ne de rahat yüzü görür
Kendisini kötülüklerden arındıran,Rabbinin adını anıp namaz kılan, felaha erer
Fakat bilakis siz dünya hayatını ve zevklerini tercih ediyorsunuz
Halbuki âhiret mutluluğu daha üstün, daha hayırlı, hem de ebedîdir
Bu, elbette önceki sahifelerde, İbrâhim ile Mûsâ´ya verilen sahifelerde de bildirilmiştir.
Yazar: Süleyman Ateş - Kuran'ı Kerim Meali
Rabbinin yüce adını tesbih et (O´nun eksikliklerden uzak olduğunu an).
O ki (her şeyi) yarattı, düzenledi.
Ve O ki herşeyin miktarını, biçimini belirleyip hedefini gösterdi.
Ve O ki otlağı çıkardı,
Sonra da onu kupkuru, siyah bir çöpe çevirdi.
Sana (Kur´ân´ı), okutacağız, unutmayacaksın.
Yalnız Allâh´ın dilediğini unutursun. O, açığı da bilir, gizli olanı da.
Seni en kolay yola muvaffak edeceğiz.
O halde eğer hatırlatmak yarar verirse hatırlat, öğüt ver.
(Allah´a) Saygılı olan hatırlar (öğüt alır).
Bahtsız olan da ondan kaçınır.
O da en büyük ateşe girer.
Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.
Doğrusu, mutluluğa ermiştir zekât veren;
Rabbinin adını anıp namaz kılan.
Ama siz, şu yakın hayâtı yeğliyorsunuz.
Oysa âhiret daha iyi ve daha kalıcıdır.
Bu (hükümler), elbette ilk sahifelerde de vardı:
İbrâhim´in ve Mûsâ´nn sayfalarında.
Yazar: Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
(Her şeyden) yüce olan Rabbinin adını tesbih et.
Yaratan ve biçim veren.
Takdir eden ve yol gösteren.
Merayı/otlağı çıkaran.
Ve onu kuru ota çeviren O’dur.
Sana (Kur’an’ı) okutacağız, sen de unutmayacaksın.
Allah’ın dilediği dışında.. Çünkü O, açıktakini de gizli olanı da bilir.
Kolay olması için seni başarılı kılacağız.
O halde, öğüt/uyarı fayda verecekse öğüt ver.
Korkan öğüt alacaktır.
İsyankar olan ondan kaçar.
O, büyük ateşe girecektir.
Orada ne ölür; ne de yaşar.
Arınan kurtuluşa ermiştir.
Rabbinin adını anıp, namaz kılan.
Siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Ahiret ise daha iyi ve kalıcıdır.
Bu, evvelkilerin sahifelerinde de (yazılıdır.)
İbrahim’in ve Musa’nın sahifelerinde.
Yazar: Ebu'l Al'a Mevdudi - Tefhim-ul Kuran
Rabbinin yüce ismini tesbih et,
Ki O, yarattı, ´bir düzen içinde biçim verdi´,
Takdir etti, böylece yol gösterdi,
´Yemyeşil otlağı´ çıkardı.
Ardından onu kuru, kara bir duruma soktu.
Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.
Ancak Allah´ın dilediği başka. Çünkü O, açıkta olanı da bilir, saklı duranı da.
Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız.
Şu halde, eğer ´öğüt ve hatırlatma´ bir yarar sağlayacaksa, ´öğüt verip hatırlat.´
´(Allah´tan) içi titreyerek korkan´ öğüt alır düşünür.
´Mutsuz bedbaht´ olan da ondan kaçınır.
Ki o, en büyük ateşe yollanacaktır.
Sonra onun içinde o, ne ölur, ne de yaşar.
Doğrusu, temizlenip arınan felah bulmuştur;
Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.
Hayır siz, dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz.
Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.
Şüphesiz bu, önceki sahifelerde vardır;
İbrahim´in ve Musa´nın sahifelerinde.
Yazar: Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
Rabbinin o Al´a,o yüce adını tespih et!
O ki yarattı, düzene koydu,
O ki miktarını, şeklini belirledi, yolunu çizip aydınlattı.
O ki otlağı çıkardı,
Sonra da onu sellerin sürüklediği morarmış bir atık haline getirdi.
Seni/sana okutacağız da artık unutmayacaksın.
Allah´ın dilediği müstesna. O, açıklananı da gizleneni de bilir.
Sana, en kolay olanı kolaylaştıracağız.
Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver!
İçine ürperti düşen, öğüt alacaktır.
İçi kararmış bedbaht ise ondan kaçınacaktır.
En büyük ateşe girer o.
Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur.
Benliğini arındıran/zekât veren, kurtuluşa gerçekten ermiştir.
Rabbinin adını anmış, namaz kılmıştır/dua etmiştir o.
Doğrusu şu ki, siz şu iğreti hayatı yeğliyorsunuz.
Oysaki sonraki hayat daha mutlu, daha kalıcıdır.
Hiç kuşkusuz, bu Kur´an, ilk sayfalarda da elbette vardır.
İbrahim´in ve Mûsa´nın sayfalarında.