Vaz geçemezlerdi kâfirlikten kitap ehlinden kâfir olanlar ve şirk koşanlar, kendilerine apaçık kesin bir delil gelmedikçe.
Bir kesin delil, bir peygamber, Allah tarafından, onlara tertemiz sahîfeleri okumadıkça.
O sahîfelerdedir hükmü sâbit doğru kitaplar.
Ve ancak kendilerine apaçık kesin bir delil geldikten sonradır ki aykırılığa düştüler, kendilerine kitap verilmiş olanlar.
Ve ancak özleri hâlis olarak ve onun gerçek dînine uyarak Allah´a kulluk etmeleri emredildi onlara, doğru olmaları emredildi ve namaz kılmaları ve zekât vermeleri ve işte budur hükümleri sâbit doğru kitaplardaki din de.
Kitap ehlinden kâfir olanlar ve şirk koşanlar, şüphe yok ki cehennem ateşindedir, ebedîdir onlar orada, onlardır yaratılmışların en kötüleri.
İnananlar ve iyi işlerde bulunanlarsa: Onlardır şüphe yok ki yaratılmışların en hayırlıları.
Rablerinin katındaki mükâfatları, kıyılarından ırmaklar akan ebedî Adn cennetleridir, ebedîdir onlar orada, Allah râzı olmuştur onlardan ve onlar da râzı olmuşlardır ondan; ve bu mükâfat, Rabbinden korkanadır.
Apaçık delil kendilerine gelinceye kadar ehl-i kitaptan ve müşriklerden inkârcılar (küfürden) ayrılacak değillerdi.
(İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.
En doğru hükümler vardır şu sahifelerde.
Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Halbuki onlara ancak, dini yalnız O´na has kılarak ve hanifler olarak Allah´a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.
Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkârcılar, içinde ebedî olarak kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır.
İman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.
Onların Rableri katındaki mükâfatları, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir. Allah kendilerinden hoşnut olmuş, onlar da Allah´tan hoşnut olmuşlardır. Bu söylenenler hep Rabbinden korkan (O´na saygı gösterenler) içindir.
Kitap Ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, kendilerine apaçık bir delil gelinceye kadar, (bulundukları durumdan) kopup-ayrılacak değillerdi.
(O delil de) Allah´tan gönderilmiş-bir elçi (ki,) tertemiz sahifeleri okumaktadır;
Onların içinde dosdoğru ´yazılı-hükümler´ vardır.
Kitap Ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
Oysa onlar, dini yalnızca O´na halis kılan hanifler (Allah´ı birleyenler) olarak sadece Allah´a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.
Şüphesiz, Kitap Ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, içinde sürekli kalıcılar olmak üzere cehennem ateşindedirler. İşte onlar, yaratılmışların en kötüleridir.
İman edip salih amellerde bulunanlar ise; işte onlar da, yaratılmışların en hayırlılarıdır.
Rableri Katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O´ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden ´içi titreyerek korku duyan kimse´ içindir.
Ehl-i kitab (Yahûdi’lerle Hristiyanlar) ve müşriklerden (putlara tapanlardan) o kafir olanlar, kendilerine açık bir hüccet gelinceye kadar (üzerinde bulundukları dinden) ayrılacak değillerdi.
Bu hüccet, (bâtıl karışmamış) tertemiz sahifeleri okuyan Allah’dan bir peygamberdir. (Hz. Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm’dır).
O sahifelerde, hakkı dosdoğru açıklayan yazılı ayetler var.
Böyle iken, kendilerine kitab verilenler, ancak kendilerine o hüccet (Peygamber, yahud Kur’an) geldikten sonra tefrikaya düştüler. (Kimi peygambere iman etti, kimi inkâr etti, kimi de şübhe içinde bocaladı durdu.)
Halbuki onlar, ancak Allah’a, O’nun dininde ihlâs sahibleri olarak, diğer bâtıl dinlerden İslâm’a yönelerek ibadet etsinler, namazı gereği üzre kılsınlar ve zekâtı versinler diye emrolunmuşlardı. İşte bu emredildikleri şey, dosdoğru hak dindir.
Muhakkak ki ehl-i kitabdan ve müşriklerden (ibaret) o kâfirler, cehennem ateşindedirler; orada ebedi olarak kalacaklardır. İşte bu kimseler, yaratıkların en kötüsü olanlardır.
Doğrusu iman edib de salih ameller işliyenler; işte bunlar da yaratıkların en hayırlısı olanlardır.
Onların mükafatı, Rableri katında (ağaçları) altından ırmaklar akar Adn cennetleridir; içlerinde ebedi olarak kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan hoşnud... İşte bu (mükâfatlar ve Allah’ın rızası), Rabbinden korkanlara mahsustur...
(1-3) Kitap ehlinden ve putperestlerden olan inkarcilar, kendilerine apacik bir belge, icinde kesin ve en dogru hukumlerin bulundugu arinmis sahifeleri okuyan, Allah katindan bir peygamber gelene kadar dinlerinden vazgececek degillerdi.
(1-3) Kitap ehlinden ve putperestlerden olan inkarcilar, kendilerine apacik bir belge, icinde kesin ve en dogru hukumlerin bulundugu arinmis sahifeleri okuyan, Allah katindan bir peygamber gelene kadar dinlerinden vazgececek degillerdi.
(1-3) Kitap ehlinden ve putperestlerden olan inkarcilar, kendilerine apacik bir belge, icinde kesin ve en dogru hukumlerin bulundugu arinmis sahifeleri okuyan, Allah katindan bir peygamber gelene kadar dinlerinden vazgececek degillerdi.
Ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apacik belge geldikten sonra ayriliga dustuler.
Oysa onlar, dogruya yonelerek, dini yalniz Allah´a has kilarak O´na kulluk etmek, namazi kilmak ve zekati vermekle emrolunmuslardi. Dosdogru olan din de budur.
Kitap ehlinden ve puta tapanlardan inkar edenler, suphesiz icinde temelli kalacaklari cehennem atesindedirler. Iste bunlar, yaratiklarin en kotusudurler.
Fakat, inanip yararli is isleyenler, iste onlar da, yaratiklarin en iyileridirler.
Onlarin Rableri katindaki mukafati, icinde temelli ve sonsuz kalacaklari, iclerinden irmaklar akan Adn cennetleridir. Allah onlardan razidir. Onlar da Allah´tan razidir. Bu, Rabbinden korkan kimseyedir.*
(1-2-3) Kitap Ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) ve müşrikler (Allah´a i ortak koşanlar)dan küfre sapanlar, kendilerine açık ve kesin delil; içinde en âdil, en sağlam hükümler bulunan tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamber gelinceye kadar (küfürden) ayrılmış olmadılar.
(1-2-3) Kitap Ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) ve müşrikler (Allah´a i ortak koşanlar)dan küfre sapanlar, kendilerine açık ve kesin delil; içinde en âdil, en sağlam hükümler bulunan tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamber gelinceye kadar (küfürden) ayrılmış olmadılar.
(1-2-3) Kitap Ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) ve müşrikler (Allah´a i ortak koşanlar)dan küfre sapanlar, kendilerine açık ve kesin delil; içinde en âdil, en sağlam hükümler bulunan tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamber gelinceye kadar (küfürden) ayrılmış olmadılar.
Kitap (Tevrat ve İncil) verilenler ise, kendilerine ancak bu açık kesin delil geldikten sonra bölünüp ayrıldılar.
Halbuki onlar ancak dini O´na (Allah´a) has kılmak, bâtıldan uzak, Hakk´a yönelerek Allah´a kulluk etmekle, namaz kılmakla, zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte en âdil, en sağlam hükümler taşıyan din budur ´
Kitap Ehli´nden ve müşriklerden inkâra sapanlar var ya, elbette onlar, içinde devamlı kalacakları Cehennem´dedirler. İşte onlar yaratılanların en kötüsüdürler.
İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar ise, işte onlar yaratılanların en iyileridirler.
Onların elbette ki Rabları yanında mükâfatı, altlarından ırmaklar akan, içinde devamlı kalacakları Adn Cennetleri´dir. Allah onlardan razı, onlar da Allah´tan razıdırlar. Bu (mükâfat ve rızâ mertebesi) Rabbından saygı ile korkup eğilen kimseyedir.
Kitap ehlinden inkâr edenler ile Allah’a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar (küfürden) ayrılacak değillerdi.
Bu delil, tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamberdir.
O sahifelerde dosdoğru hükümler vardır.
Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.
Şüphesiz, inkâr eden kitap ehli ile Allah´a ortak koşanlar, içinde ebedî kalmak üzere cehennem ateşindedirler. İşte onlar yaratıkların en kötüsüdürler.
Şüphesiz, iman edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar yaratıkların en hayırlısıdırlar.
Rableri katında onların mükâfatı, içlerinden ırmaklar akan, içlerinde ebedî kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur.
Apaçık delil kendilerine gelinceye kadar ehl-i kitaptan ve müşriklerden inkârcılar (küfürden) ayrılacak değillerdi.
(2-3) (İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve en doğru hükümleri havi tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.
(2-3) (İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve en doğru hükümleri havi tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.
Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Halbuki onlara ancak, dini yalnız O´na has kılarak ve hanifler olarak Allah´a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.
Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkârcılar, içinde ebedî olarak kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır.
İman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.
Onların Rableri katındaki mükâfatları, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir. Allah kendilerinden hoşnut olmuş, onlar da Allah´tan hoşnut olmuşlardır. Bu söylenenler hep Rabbinden korkan (O´na saygı gösterenler) içindir.
Kitap verilmiş olanlardan ve müşriklerden o küfredenler, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar ayrılacak değillerdi.
(Bu delil), Allah´tan gelen bir peygamberdir, peyderpey tertemiz sahifeler okur.
O sahifelerde en doğru hükümler vardır.
Böyle iken o kitap verilmiş olanlar ancak, kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Oysa onlar, hakka tapan, Allah´ı birleyiciler olarak dini yalnızca Allah´a tahsis edip Allah´a ibadet etsinler, namazı dosdoğru kılsınlar ve zekatı versinler diye emrolunmuşlardı ancak. İşte odur dosdoğru din!
Gerek kitap verilenlerden, gerekse müşriklerden küfredenler, muhakkak cehennem ateşindedirler, orada ebedi kalacaklardır. Onlardır bütün insanların en şerlileri!
İman edip yararlı işler yapanlar ise bütün insanların en hayırlılarıdır.
Onların mükafatı Rableri katında altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. İçlerinde ebedi kalacaklardır. Allah onlardan hoşnut, onlar da O´ndan hoşnutturlar. Bu mükafat, işte Rabbine saygı duyanlara aittir!
Kitap ehlinden ve müşriklerden (Hakk´ı) tanımayanlar, kendilerine açık delil gelinceye kadar inkârlarından ayrılacak değillerdi.
(Bu delil), tertemiz sayfaları okuyan, Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir.
O sayfalarda, en doğru hükümler vardır.
Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Halbuki onlar, dini sadece Allah´a tahsis ederek, Allah´ı birleyerek, ancak Allah´a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur.
Kâfirler, gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem ateşindedirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Onlar, insanların en şerlileridir.
İnanan ve güzel amel işleyenler de insanların en hayırlılarıdır.
Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O´ndan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat, Rabbine saygı gösterene mahsustur.
Apaçık delil kendilerine gelinceye kadar kitap ehlinden ve müşriklerden inkarcılar küfürden ayrılacak değillerdi.
Allah tarafından gönderilmiş tertemiz sahifeler okuyan bir elçidir.
O, sahifelerde doğru yazılmış hükümler vardır.
Ama, kendilerine kitab verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah´a has kılarak O´na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din de budur.
Kitap ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, sürekli olarak cehennem ateşindedirler. Onlar halkın en şerlileridir.
İnanıp ve iyi işler yapanlar da halkın en hayırlılarıdır.
Onların Rabbleri katındaki mükafatı içinde temelli ve sonsuz kalacakları, içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah onlardan razıdır. Onlar da Allah´tan razıdır. Bu mükafat Rabbinden korkan kimseyedir.
Kitap ehlinden ve müşriklerden küfredenler kendilerine apaçık bir delil gelinceye kadar (bulundukları durumdan) kopup ayrılacak değillerdi.
(O delil de) Tanrı´dan gönderilmiş bir elçi (ki) tertemiz sahifeleri okumaktadır;
Onların içinde dosdoğru ´yazılı hükümler´ vardır.
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
Oysa onlara, dini yalnızca O´na halis kılan hanifler olarak sadece Tanrı´ya kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkası buyrulmadı. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.
Şüphesiz, kitap ehlinden ve müşriklerden küfredenler içinde sürekli kalıcılar olmak üzere cehennem ateşindedirler. İşte onlar, yaratılmışların en kötüleridir.
İnanıp salih amellerde bulunanlar ise; işte onlar da yaratılmışların en hayırlılarıdır.
Rableri katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Tanrı, onlardan razı olmuştur, kendileri de O´ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, rabbinden ´içi titreyerek korku duyan kimse´ içindir.
(1-2-3) Kitablardan ve müşriklerden küfredenler kendilerine apaçık bir hüccet, (ya´nî) içinde (kitabların) en doğru (hükümleri) yazılı, (baatıldan âzâde ve) temiz sahîfeleri okuyacak Allahdan bir peygamber gelinceye kadar (gûyâ intizaar edeceklerdi, dînlerinden) ayrılacak değillerdi.
(1-2-3) Kitablardan ve müşriklerden küfredenler kendilerine apaçık bir hüccet, (ya´nî) içinde (kitabların) en doğru (hükümleri) yazılı, (baatıldan âzâde ve) temiz sahîfeleri okuyacak Allahdan bir peygamber gelinceye kadar (gûyâ intizaar edeceklerdi, dînlerinden) ayrılacak değillerdi.
(1-2-3) Kitablardan ve müşriklerden küfredenler kendilerine apaçık bir hüccet, (ya´nî) içinde (kitabların) en doğru (hükümleri) yazılı, (baatıldan âzâde ve) temiz sahîfeleri okuyacak Allahdan bir peygamber gelinceye kadar (gûyâ intizaar edeceklerdi, dînlerinden) ayrılacak değillerdi.
Böyle iken kitab verilmiş olan bunlar, ayrılmadı (lar, ayrılmadılar) da ancak kendilerine o apâşikâr hüccet geldikden sonra (ayrıldılar).
Halbuki onlar Allaha, Onun dîninde ihlâs (ve samîmiyyet) erbabı ve muvahhidler olarak, ibâdet etmelerinden, namazı dosdoğru kılmalarından, zekâtı vermelerinden başkasıyle emr olunmamışlardı. En doğru dîn de bu idi.
Hakıykat, kitablılardan olsun, müşriklerden olsun (bütün o) küfredenler cehennem ateşindedirler, onun içinde ebedî kalıcıdırlar. Yaratılanların en kötüsü de onların kendileridir.
İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince:) Hiç şübhe yok ki bunlar da yaratılanların en hayırlısıdır.
Onların Rableri nezdinde mükâfatı altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir. (Hepsi de) içlerinde ebedî, daimî kalıcıdırlar. Allah bunlardan raazî olmuşdur, bunlar da Ondan hoşnuud olmuşlardır, işte bu (seâdet), Rabbin (in ikaabın) dan korkan (lar) a mahsusdur.
Kitab ehlinden ve müşriklerden küfredenler, kendilerine apaçık bir huccet gelinceye kadar vazgeçecek değillerdi.
Arınmış sayfaları okuyan, Allah katından bir peygamber.
İçinde en doğru yazılar bulunan.
Ama kitab verilmiş olanlar, kendilerine apaçık huccetler geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Halbuki onlar; doğruya yönelerek, dini yalnız Allah´a tahsis ederek O´na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. En doğru din de işte budur.
Şüphesiz ki kitab ehlinden ve müşriklerden küfredenler, cehennem ateşindedirler. Onlar, orada temelli kalacaklardır. Yaratıkların en kötüsü de işte bunlardır.
Muhakkak ki iman etmiş olup salih ameller işleyenler; işte onlar da, yaratıkların en hayırlısıdırlar.
Rabbları katında onların mükafatı; altlarından ırmaklar akan ve orada temelli kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan hoşnud, onlar da O´ndan razıdırlar. İşte bu, Rabbından korkan kimseye mahsustur.
(O sayfalar) içinde temel, değişmez hükümler yazılı olan kitaplardır.
Ve kitap ehli olanlar, (onlara beyyine gelmesinden önce) tefrikaya düşmediler (fırkalara ayrılmadılar). Ancak kendilerine beyyineler geldikten sonra (tefrikaya düştüler).
Ve onlar, Allah için hanifler olarak dînde halis kullar olmaktan (nefslerini halis kılmaktan) ve namazı ikame etmekten ve zekâtı vermekten başka bir şeyle emrolunmadılar. İşte kayyum dîn (kıyâmete kadar devam edecek dîn) budur.
Muhakkak ki kitap ehlinden inkâr edenler ve müşrikler, cehennem ateşindedirler ve orada devamlı kalacak olanlardır. İşte onlar, onlar yaratılmışların şerrli olanlarıdır.
Muhakkak ki âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel yapanlar (nefs tezkiyesi yapanlar), işte onlar, onlar yaratılmışların hayırlı olanlarıdır.
Rab´leri Katı´nda onların mükâfatı, altlarından nehirler akan adn cennetleridir, orada ebediyyen kalacak olanlardır. Allah onlardan razı ve onlar O´ndan (Allah´tan) razıdır. İşte bu, Rabbine huşû duyan kimseler içindir.
Hakikati inkara şartlanmış olanlar, -ister geçmiş vahyin mensuplarından isterse Allah´tan başkasına da ilahlık yakıştıranlardan (olsunlar)- kendilerine hakikatin açık kanıtları gelmeden (O´nun tarafından) gözden çıkarılacak değillerdir,
(onlara) kutsanmış tertemiz vahiyler ileten Allah´tan bir elçi (gelmeden),
doğruluğu kesin ve açık hükümler taşıyan (vahiyler ileten bir elçi).
Ama kendilerine daha önce vahiy verilenler, hakikatin böyle bir kanıtı geldikten sonra (inanç) birlikteliklerini bozdular.
Oysa kendilerine yalnızca Allah´a ibadet etmeleri, bütün içtenlikleriyle yalnız O´na iman ederek batıl olan her şeyden uzak durmaları; namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları; ve karşılıksız harcamada bulunmaları emrolunmuştu çünkü bu, doğruluğu kesin ve açık olan bir ahlaki değerler sistemidir.
Gerçek şu ki, (bütün kanıtlara rağmen) hakikati inkara şartlanmış olanlar, -ister geçmiş vahyin mensuplarından, isterse Allah´tan başkasına da ilahlık yakıştıranlardan (olsunlar)- kendilerini cehennem ateşinde kalıcı bulacaklar. Onlar, bütün yaratıkların en şerlileridir.
(Ve) iman edip doğru ve yararlı işlerde bulunanlar, işte onlar, bütün yaratıkların en hayırlılarıdır.
Onların ödülleri Allah katında (kendilerini bekler;) içinden ırmaklar akan, sonsuza kadar kalacakları sınırsız nimet bahçeleri. Allah onlardan hoşnuttur ve onlar da Allah´tan. Bütün bunlar Rablerini ürpertiyle hissedenler içindir.
Ehl-i kitaptan ve müşriklerden kâfir olanlar kendilerine apaçık bir hüccet gelinceye değin (küfürlerinden) ayrılacak değillerdir.
(O hüccet ise) Allah tarafından bir peygamber ki tertemiz sahifeleri tilâvet eder.
Onlarda dosdoğru yazılmış şeyler vardır.
Halbuki, kitap verilmiş olanlar; ayrılmış olmadılar, kendilerine o hüccet geldikten sonra tefrikaya düştüler.
Halbuki, onlar emrolunmadılar, ancak dinde ihlas sahipleri, muvahhidler olarak ibadet etsinler ve namazı dosdoğru kılsınlar ve zekâtı versinler (diye emrolunmuşlardır). Ve işte en doğru din de budur.
Hakikaten o kimseler ki ehl-i kitaptan ve müşriklerden kâfir olmuşlardır. Cehennem ateşindedirler, orada ebedîyyen kalıcılardır. İşte onlar, halkın en azılılarıdır.
Muhakkak o kimseler ki imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, işte yaradılmışların hayırlısı da onlardır, onlar.
Onların Rabblerinin nezdinde mükâfaatı, altlarından ırmaklar akan cennetlerdir, oralarda ebedîyyen daimi kalıcılardır. Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da O´ndan razı olmuşlardır. İşte bu, Rabbinden korkan kimse içindir.
Gerek Ehl-i kitaptan, gerek müşriklerden olan kâfirler, kendilerine o açık ve kesin delil gelmedikçe, inkârlarından ayrılacak değillerdi
O kesin delil de: İçinde hak, hikmet ve adaletin ifadesi olan yazılar ihtiva eden tertemiz sayfaları okuyan, ve Allah tarafından gönderilen bir Resuldür.
Ehl-i kitap mensupları, o kesin delil gelinceye kadar bu konuda ihtilaf etmemişlerdi.
Halbuki onlara, şirkten uzak olarak yalnız Allah´a ibadet etmeleri, namazı hakkıyla ifâ etmeleri, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte sağlam, dosdoğru din budur.
Gerek Ehl-i kitaptan, gerek müşriklerden olan kâfirler, hem de devamlı kalmak üzere cehennem ateşindedirler. Onlar bütün yaratıkların en şerlisidirler
Ama iman edip, makbul ve güzel işler yapanlar ise bütün yaratıkların en hayırlı olanlarıdır
Bunların Rab´leri nezdindeki ödülleri içinden ırmaklar akan, hem de devamlı kalmak üzere girecekleri, Adn cennetleridir.Allah onlardan, onlar da Allah´tan râzı olmuşlardır. İşte bu rıza makamı da Rabbine saygı duyanlarındır
Kitap ehlinden ve müşriklerden (hakk´ı) tanımayanlar, kendilerine açık kanıt gelinceye dek (halleri üzere) bırakılacak değillerdi (mutlaka kendilerine açıklama gelecekti).
(Yani) Allâh tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeler okuyan bir elçi.
O sahifelerde doğru, değerli Kitaplar vardır.
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Oysa kendilerine, dini yalnız Allah´a hâlis kılıp O´nu birleyerek Allah´a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din oydu.
Kitap ehlinden ve (Allah´a) ortak koşanlardan olan nânkörler, sürekli olarak cehennem ateşindedirler. Onlar, halkın en şerlisidir.
İnanıp iyi işler yapanlar da halkın en hayırlısıdır.
Rableri katında onların mükâfâtı altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları, Adn cennetleridir. Allâh onlardan râzı olmuş, onlar da O´ndan râzı olmuşlardır. Bu, Rabbine saygı gösterene mahsustur.
Kitap ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, kendilerine açık belgeler gelinceye kadar ayrılanlar olmadılar.
Allah’tan kendilerine tertemiz sahifeler okuyan bir elçi ..
İçinde değerli yazıların bulunduğu (sahifeler)
Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Onlar, sadece dini/otoriteyi Allah’a has kılan hanifler olarak ona kulluk etmek, namazı kılmak, zekatı vermek ile emrolunmuşlardı. İşte dosdoğru din budur.
Kitap ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, içinde ebedi kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte onlar, yaratılmışların en şerlileridir.
İman eden ve doğruları yapanlar ise, işte onlar, yaratılmışların en hayırlıları onlardır.
Onların ödülü, Rab’leri katında, altından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur. Onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu mükafat, Rabbinden korkanındır.
Kitap ehlinden ve müşriklerden küfre sapanlar kendilerine apaçık bir delil gelinceye kadar, (bulundukları durumdan) kopup ayrılacak değillerdi.
(O delil de) Allah´tan gönderilmiş bir elçi (ki,) tertemiz sahifeleri okumaktadır;
Onların içinde dosdoğru ´yazılı hükümler´ vardır.
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
Oysa onlar, dini yalnızca O´na halis kılan hanifler (Allah´ı birleyenler) olarak sadece Allah´a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam olan) din budur.
Hiç şüphesiz, kitap ehlinden ve müşriklerden küfre sapanlar, içinde sürekli kalıcılar olmak üzere cehennem ateşindedirler. İşte onlar, yaratılmışların en kötüleridir.
İman edip salih amellerde bulunanlar ise; işte onlar da, yaratılmışların en hayırlılarıdır.
Rableri katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O´ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden ´içi titreyerek korku duyan kimse´ içindir.
Ehlikitap´tan küfre sapanlarla müşrikler, kendilerine beyyine/açık kanıt gelinceye kadar çözülüp ayrılacak değillerdi.
Allah tarafından gönderilen, tertemiz sayfalar okuyan bir resul gelinceye dek.
O sayfalar içindedir dosdoğru-eskimez kitaplar.
Kitap verilmiş olanlar, kendilerine beyyine/açık delil geldikten sonradır ki parçalanıp bölündüler.
Oysaki onlara, dini yalnız O´na özgüleyerek, dosdoğru yürüyen kişiler halinde sadece Allah´a ibadet etmeleri, namazı/duayı yerine getirmeleri, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte budur doğru, eskimez ve aşınmaz din.
Ehlikitap´ın küfre sapanlarıyla müşrikler, içinde sürekli kalıcılar olarak cehennem ateşindedirler. İşte onlardır yaratılmışların en şerlisi.
İman edip hayra ve barışa yönelik fiiller sergileyenlere gelince, işte onlardır yaratılmışların en hayırlısı.
Onların, Rableri katındaki ödülleri, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri/temiz-bereketli bahçelerdir. Sürekli kalacaklardır orada. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O´ndan razı olmuşlardır. İşte bu, içi ürpererek Rabbine saygı duyan kişi içindir.