(1-2) Gök yarıldığı, Rabbinin buyruğuna kulak verip boyun eğdiği zaman —ki gök bunun haklılık ölçüsündedir—.
(1-2) Gök yarıldığı, Rabbinin buyruğuna kulak verip boyun eğdiği zaman —ki gök bunun haklılık ölçüsündedir—.
(3-4-5) Yeryüzü uzatılıp dümdüz hâle getirildiği, içinde olanı boşalttığı ve Rabbinin buyruğuna kulak verdiği zaman —ki yeryüzü bunun haklılık ölçüsündedir— (herkes ne olduğunu iyice anlayacak)..
(3-4-5) Yeryüzü uzatılıp dümdüz hâle getirildiği, içinde olanı boşalttığı ve Rabbinin buyruğuna kulak verdiği zaman —ki yeryüzü bunun haklılık ölçüsündedir— (herkes ne olduğunu iyice anlayacak)..
(3-4-5) Yeryüzü uzatılıp dümdüz hâle getirildiği, içinde olanı boşalttığı ve Rabbinin buyruğuna kulak verdiği zaman —ki yeryüzü bunun haklılık ölçüsündedir— (herkes ne olduğunu iyice anlayacak)..
Ey insan! Sen cidden (ölüp) Rabbına gidinceye kadar durmadan didinip koşturursun ve sonunda O´na kavuşursun.
(7-8) Artık kitabı (amel defteri) sağ eline verilen kimsenin kolay bir hesapla hesabı görülür..
(7-8) Artık kitabı (amel defteri) sağ eline verilen kimsenin kolay bir hesapla hesabı görülür..
Ve sevinerek arkadaşlarına dönüp gider.
(10-11-12) Kitabı (amel defteri) arkasından verilen kimse ise, «vay, yazıklar oldu bana, mahvoldum !» diye bağırıp çağıracak, alev alev yanan Cehennem´e varıp girecek.
(10-11-12) Kitabı (amel defteri) arkasından verilen kimse ise, «vay, yazıklar oldu bana, mahvoldum !» diye bağırıp çağıracak, alev alev yanan Cehennem´e varıp girecek.
(10-11-12) Kitabı (amel defteri) arkasından verilen kimse ise, «vay, yazıklar oldu bana, mahvoldum !» diye bağırıp çağıracak, alev alev yanan Cehennem´e varıp girecek.
Çünkü o, (Dünya´da iken) yandaşlarının yanında (işlediği kötülüklerden dolayı) pek sevinçliydi.
Doğrusu o, (hesap gününe) dönmeyeceğini sanırdı.
Hayır, (kurtuluş yok) şüphesiz ki Rabbi onun yaptıklarını (bir bir) görmekteydi.
Hayır, şafak´a (Güneş battıktan sonra ufukta beliren kızıllık veya ondan bir süre sonra beliren sarılık) yemin ederim.
Geceye ve (insanlarla hayvanların dinlenmeleri için) derleyip topladığına da yemin ederim..
Derlenen dolunaya da yemin ederim ;
Ki sizler şüphesiz kademeli hayat safhalarında halden hale geçeceksiniz.
O halde onlara ne oluyor da„ inanmıyorlar?!
Kur´ân onların karşısında okunduğu zaman secde etmezler.
Secde etmek şöyle dursun küfre saplanıp kalanlar (Hakk´ı) yalanlamaya devam ediyorlar.
Halbuki Allah, onların içlerinde neleri gizlediklerini çok iyi bilir.
Artık sen, onları elem verici bir azâbla müjdele!.
Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar için bitmez-tükenmez mükâfat vardır.
(1-2) Gök yarıldığı, Rabbine kulak verip boyun eğecek hale getirildiği zaman,
(1-2) Gök yarıldığı, Rabbine kulak verip boyun eğecek hale getirildiği zaman,
(3-5) Yer dümdüz edildiği, içinde bulunanları atıp boşaldığı ve Rabbini dinleyip O´na hakkıyla itaata mecbur kılındığı vakit (insanoğlu yaptıkları ile karşılaşır).
(3-5) Yer dümdüz edildiği, içinde bulunanları atıp boşaldığı ve Rabbini dinleyip O´na hakkıyla itaata mecbur kılındığı vakit (insanoğlu yaptıkları ile karşılaşır).
(3-5) Yer dümdüz edildiği, içinde bulunanları atıp boşaldığı ve Rabbini dinleyip O´na hakkıyla itaata mecbur kılındığı vakit (insanoğlu yaptıkları ile karşılaşır).
Ey insan! Şüphe yok ki sen Rabbine karşı çaba üstüne çaba göstermektesin; sonunda O´na varacaksın.
Kimin kitabı sağından verilirse,
Kolay bir hesapla hesaba çekilecek;
Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir.
(10-13) Kimin de kitabı arkasından verilirse, derhal yok olmayı isteyecek; alevli ateşe girecektir. Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal mülk sebebiyle) şımarmıştı.
(10-13) Kimin de kitabı arkasından verilirse, derhal yok olmayı isteyecek; alevli ateşe girecektir. Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal mülk sebebiyle) şımarmıştı.
(10-13) Kimin de kitabı arkasından verilirse, derhal yok olmayı isteyecek; alevli ateşe girecektir. Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal mülk sebebiyle) şımarmıştı.
(10-13) Kimin de kitabı arkasından verilirse, derhal yok olmayı isteyecek; alevli ateşe girecektir. Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal mülk sebebiyle) şımarmıştı.
O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.
Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu.
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz.
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz.
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz.
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz.
Böyleyken onlar acaba neden iman etmezler?
Onlar kendilerine Kur´an okununca secde de etmezler.
Aksine, kâfirler yalanlıyorlar.
Halbuki Allah onların gizlediği şeyleri çok iyi bilir.
(Resûlüm!) Onlara acı azabı müjdele!
İman edip sâlih amel işleyenler başkadır; onlar için arkası kesilmeyen bir mükâfat vardır.
(1-2) Gök yarıldığı, (yarılmakda da) Rabbini dinleyib boyun eğdiği zaman, ki gök zâten buna lâyık olarak yaratılmışdır.
(1-2) Gök yarıldığı, (yarılmakda da) Rabbini dinleyib boyun eğdiği zaman, ki gök zâten buna lâyık olarak yaratılmışdır.
(3-4-5) yer uzatıldığı, içinde ne varsa atıb bomboş kaldığı, bu hususda da) Rabbini dinleyib boyun eğdiği zaman, ki yer zâten buna lâyık olarak yaratılmışdır, (herkes yapdığına kavuşacakdır).
(3-4-5) yer uzatıldığı, içinde ne varsa atıb bomboş kaldığı, bu hususda da) Rabbini dinleyib boyun eğdiği zaman, ki yer zâten buna lâyık olarak yaratılmışdır, (herkes yapdığına kavuşacakdır).
(3-4-5) yer uzatıldığı, içinde ne varsa atıb bomboş kaldığı, bu hususda da) Rabbini dinleyib boyun eğdiği zaman, ki yer zâten buna lâyık olarak yaratılmışdır, (herkes yapdığına kavuşacakdır).
Ey insan, hakıykat sen Rabbine (kavuşuncaya) kadar durmayıb didineceksin, nihayet Ona ulaşacaksın.
O vakit (amel) kitabı sağ eline verilen kimseye gelince.
kolayca bir hisâb ile muhaasebe edilecek o,
ehline de sevinçli dönecekdir.
Amma kitabı arkasından verilen kimse,
derhal helakini temennî edecek,
o şiddetli ateşe (cehenneme) girecek.
Çünkü o, ehli içinde bir şımarıkdı.
Çünkü o, hakıykaten ve kat´iyyen (Rabbine) dönmeyeceğini sanmışdı.
Hayır (o, Rabbine dönecekdi). Çünkü Rabbi onu çok iyi görendi.
Demek (hakıykat onun zannetdiği gibi değildir). Andederim o şafaka.
O geceye ve onun (sinesinde) derleyip topladığı şey (ler) e,
toplu bir haale geldiği (nuuru tamamlandığı) zaman aya ki,
siz (ey insanlar), hiç şübhesiz, o halden bu haale bineceksiniz.
Öyleyse onlara ne (oluyor) ki îman etmiyorlar?
Ve karşılarında Kur´an okunduğu zaman (derin saygı ile) eğilmiyorlar?
Bil´akis o küfredenler tekzîb ederler.
Halbuki Allah onların yüreklerinde neler saklıyorlar, pek iyi bilendir.
Bunun için sen (Habibim) onları elem verici bir azâb ile müjdele!
îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) edenler müstesnadır. Onlar için bitib tükenmeyen bir mükâfat vardır.
Ey insan! Muhakkak ki sen, Rabbine doğru (yola çıkarak) cehd ile (nefsinle) cihad edersin. Sonunda O´na mülâki olursun (ruhunu Allah´a ilka edersin, ulaştırırsın).
Fakat kitabı (hayat filmi) sağından verilen kimse ise.
İşte o, kolay bir hesapla hesaba çekilecek.
Ve ehline surur içinde sevinçle dönecek.
Ve kitabı (hayat filmi), arkasından verilen kimse ise.
İşte o, hemen ölümü davet edecek (helâk olmak için dua edecek).
Ve alevli ateşe yaslanacak (atılacak).
Muhakkak ki o, (dünyada) ehlinin arasında iken surur içinde sevinçliydi.
Muhakkak ki o (Allah´a) asla geri dönmeyeceğini sandı.
Hayır, (öyle değil) muhakkak ki Rabbi, onu en iyi görendir.
Bundan sonra hayır, şafak vaktine yemin ederim.
Ve geceye ve örttüğü (barındırdığı) şeylere (yemin ederim).
Ve nuru tamamlandığı (dolunay haline geldiği) zaman Ay´a (kasem ederim).
Siz mutlaka tabakadan tabakaya bineceksiniz (gök katlarından geçeceksiniz).
Artık onlara ne oluyor ki îmân etmiyorlar (inanmıyorlar)?
Ve onlara Kur´ân okunduğu zaman secde etmezler.
Hayır, inkâr edenler (kâfirler) yalanlıyorlar.
Ve Allah, onların (kalplerinde) sakladıkları şeyleri (inkârları, düşmanlıkları) en iyi bilir.
Artık onları elîm azapla müjdele.
Ancak âmenû olanlar (ölmeden evvel Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefs tezkiye edici amel) yapanlar için, kesintisiz ecir (mükâfat) vardır.
Ve hep yapageldiği gibi, Rabbinin buyruğunu dinlediği zaman..
Yer yayılıp dümdüz edildiği,
İçindekileri dışarı atıp boşaldığı
Ve hep yapageldiği gibi, Rabbinin buyruğunu dinlediği zaman... Seyredin siz: neler olacak o zaman
Ey insan! Sen, tâ Rabbine kavuşuncaya kadar didinip duracaksın
Hesap defteri sağ eline verilen kimsenin hesabı kolayca görülür.Ve ailesine sevinç içinde döner
Hesap defteri arkasından sol eline verilen kimse ise
Yok olmayı ister
Alevli ateşe girer
O dünyada iken ailesi içinde keyifli, şımarık idi
Hiçbir sûrette Rabbine dönmeyeceğini sanırdı
Hayır! O Rabbine dönecek! Zira Rabbi, devamlı sûrette onun yaptıklarını görüyor, tek tek kontrol ediyordu. (Bu kontrolün de elbette böyle bir neticesi olacaktı.
Demek, gerçek onun sandığı gibi değildir. Şafak hakkı için
Gece ve gecenin barındırdığı, şeyler hakkı için
Dolunay halini alan ay hakkı için
Siz halden hale geçeceksiniz
Öyleyse onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar
Kendilerine Kur´ân okunduğunda derin bir saygı ile eğilmiyorlar
Bilakis, o kâfirler dini yalan saymaya devam ediyorlar
Allah, onların kalplerinde ne sakladıklarını pek iyi bilir
Sen de onlara gayet acı bir azap müjdele
Fakat iman edip makbul ve güzel işler yapanlara ise, hiç kesintiye uğramayan, bitip tükenmeyen mükâfat vardır