Tekvir

التَّكْو۪يرِ

Yazar: Abdulbakî Gölpınarlı - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Güneş dürülünce.
  2. Ve yıldızlar kararınca.
  3. Ve dağlar yürütülünce.
  4. Ve dişi develer bile başı boş bırakılınca.
  5. Ve vahşi hayvanlar bile bir araya toplanınca.
  6. Ve denizler, coşup kabarınca.
  7. Ve insanlar, haldeşleriyle birleşince.
  8. Diri-diri gömülen kıza sorulunca.
  9. Hangi suç yüzünden öldürüldün diye.
  10. Ve sahîfeler dağılınca.
  11. Ve göğün perdesi kaldırılınca.
  12. Ve cehennem alevlendirilince.
  13. Ve cennet yaklaştırılınca.
  14. Herkes bilir ne hazırladığını.
  15. Artık andolsun dönüp kaybolan.
  16. Doğup yürüyen ve burçlarına giren yıldızlara.
  17. Ve geçmeye başladığı çağda, geceye.
  18. Ve ışıdığı çağda, sabaha.
  19. Şüphe yok ki Kur’ân, büyük bir elçinin sözüdür.
  20. Kuvvetlidir, arş sâhibinin katında kadri yüce.
  21. İtâat edilir, emniyetlidir de.
  22. Sizinle konuşan, deli değildir.
  23. Ve andolsun, onu, apaydın tanyerinde gördü.
  24. Arkadaşınız, gizli şeyler hakkında da nekes değildir.
  25. Ve Kur’ân, taşlanmış Şeytan´ın sözü de değildir.
  26. Artık nereye gidiyorsunuz öyleyse?
  27. O, bütün âlemlere bir öğüttür ancak.
  28. Ve hele içinizden doğru hareket etmek isteyene.
  29. Ve isteyemezsiniz, âlemlerin Rabbi Allah istemedikçe.
Yazar: Adem Uğur - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Güneş katlanıp dürüldüğünde,
  2. Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde,
  3. Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde,
  4. Gebe develer salıverildiğinde,
  5. Vahşî hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde,
  6. Denizler kaynatıldığında,
  7. Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde,
  8. Diri diri toprağa gömülen kıza, sorulduğunda,
  9. Hangi günah sebebiyle öldürüldü? diye.
  10. (Amellerin yazılı olduğu) defterler açıldığında,
  11. Gökyüzü sıyrılıp alındığında,
  12. Cehennem tutuşturulduğunda,
  13. Ve cennet yaklaştırıldığında,
  14. Kişi neler getirdiğini öğrenmiş olacaktır.
  15. Şimdi yemin ederim o sinenlere,
  16. O akıp akıp yuvasına gidenlere,
  17. Kararmaya yüz tuttuğunda geceye andolsun,
  18. Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,
  19. O (Kur´an), şüphesiz değerli bir elçinin (Cebrail´in) getirdiği sözdür.
  20. O elçi güçlü, Arş´ın sahibi (Allah´ın) katında çok itibarlıdır.
  21. O orada sayılan, güvenilen (bir elçi)dir.
  22. Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir.
  23. Andolsun ki, onu (Cebrail´i) apaçık ufukta görmüştür.
  24. O, gaybın bilgilerini (sizden) esirgemez.
  25. O lânetlenmiş şeytanın sözü de değildir.
  26. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?
  27. O, herkes için, bir öğüttür,
  28. Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için de.
  29. Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Yazar: Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı Meal ve Sözlük
  1. Güneş, köreltildiği zaman,
  2. Yıldızlar, bulanıklaşıp-döküldüğü zaman,
  3. Dağlar, yürütüldüğü zaman,
  4. Gebe develer, kendi başına terk edildiği zaman,
  5. Vahşi-hayvanlar, toplandığı zaman,
  6. Denizler, tutuşturulduğu zaman,
  7. Nefisler, birleştiği zaman,
  8. Ve ´diri diri toprağa gömülen kızcağıza´ sorulduğu zaman:
  9. "Hangi suçtan dolayı öldürüldü?"
  10. Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman,
  11. Gök, sıyrılıp-yüzüldüğü zaman
  12. Cehennem ateşi çılgınca kızıştırıldığı zaman,
  13. Cennet de yakınlaştırıldığı zaman,
  14. (Artık her) Nefis, neyi hazırladığını bilip-öğrenmiştir.
  15. Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere,
  16. Bir akış içinde yerini alanlara;
  17. Kararmaya ilk başladığı zaman, geceye andolsun,
  18. Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha;
  19. Şüphesiz o (Kur´an), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah´tan getirdiği) sözüdür;
  20. (Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arşın sahibi Katında şereflidir.
  21. Ona itaat edilir, sonra güvenilirdir.
  22. Sizin sahibiniz bir deli değildir.
  23. Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.
  24. O, gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz.)
  25. O (Kur´an) da kovulmuş şeytanın sözü değildir.
  26. Şu halde, siz nereye kaçıp-gidiyorsunuz?
  27. O (Kur´an), alemler için yalnızca bir zikirdir;
  28. Sizden dosdoğru bir yön (istikamet) tutturmak dileyenler için.
  29. Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Yazar: Ali Fikri Yavuz - Kur'an-ı Kerim ve İzahlı Meal-i Alisi
  1. Güneş dürüldüğü (ve ziyası söndürüldüğü) zaman,
  2. Yıldızlar bulanıb düştüğü zaman.
  3. Dağlar yürütüldüğü (toz duman olduğu) zaman,
  4. Kıyılmaz (canım) mallar terkedildiği zaman,
  5. Bütün hayvanlar (kısas için) toplandığı zaman,
  6. Bütün denizler kaynayıb birbirine karıştığı zaman,
  7. Ruhlar (bedenlerle) çiftleştirildiği zaman,
  8. (8-9) Diri olarak (toprağa) gömülen kız, hangi günahla öldürüldü? sorulduğu zaman.
  9. (8-9) Diri olarak (toprağa) gömülen kız, hangi günahla öldürüldü? sorulduğu zaman.
  10. (Herkesin işlemiş olduğu amellerin tesbit edildiği) defterler (hesab için) açıldığı zaman,
  11. Gök yerinden söküldüğü zaman,
  12. Cehennem kızıştırıldığı zaman,
  13. Cennet (müminlere) yaklaştırıldığı zaman;
  14. Herkes, (iyi ve kötü) ne hazırlamışsa (onu) bilecektir...
  15. Şimdi kasem ederim, (geceleyin görünüb gündüz) sönen yıldızlara,
  16. Dolaşıb dolaşıb yuvasına giren gezegenlere,
  17. Karanlığa arka verdiği zaman o geceye,
  18. Ağardığı zaman o sabaha ki,
  19. Muhakkak bu Kur’an (Allah katında) kerim olan bir elçinin (Cebrâil Aleyhisselâmın) getirdiği kelâmdır.
  20. Bir elçi ki, pek kuvvetlidir. Arşın sahibi (Allah) katında yüksek bir mevki sahibidir.
  21. ( O elçi, melekler arasında kendisine) orada itaat olunandır; hem de (vahye karşı) emindir.
  22. (Ey Kureyş topluluğu!) Sizin arkadaşınız (Hz. Peygamber, kâfirlerin benzettiği gibi), bir mecnûn değildir.
  23. And olsun ki, Peygamber, o Cebrâil’i açık ufukta gördü.
  24. Peygamber, vahy üzerine itham edilir de değil...
  25. Kur’an da, Allah’ın rahmetinden koğulmuş bir şeytanın sözü değil...
  26. O halde (ey şaşkın kâfirler), nereye gidiyorsunuz?
  27. O Kur’an, ancak bir öğüddür, bütün âlemler (insan ve cinler) için;
  28. İçinizden dürüst olmak istiyenler için...
  29. Fakat âlemlerin Rabbi olan Allah, (sizin dürüst olmanızı) dilemeyince, siz dileyemezsiniz. (Daima Allah’ın kudret ve iradesi altındasınız.)
Yazar: Bekir Sadak - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlatımı
  1. Gunes durulup isigi kalmadigi zaman;
  2. Yildizlar dusup, sondugu zaman;
  3. (3-4) Dogurmasi yaklasmis develer basibos birakildigi zaman;
  4. (3-4) Dogurmasi yaklasmis develer basibos birakildigi zaman;
  5. Yabani hayvanlar bir araya toplatildigi zaman;
  6. Denizler kaynastirildigi zaman;
  7. Canlar bedenlerle birlestirildigi zaman;
  8. (8-9) Kiz cocugun hangi suctan oturu olduruldugu kendisine soruldugu zaman;
  9. (8-9) Kiz cocugun hangi suctan oturu olduruldugu kendisine soruldugu zaman;
  10. Amel defterleri acildigi zaman;
  11. Gok yerinden oynatildigi zaman;
  12. Cehennem alevlendirildigi zaman;
  13. Cennet yaklastirildigi zaman;
  14. Insanoglu onceden ne hazirladigini gorecektir.
  15. (15-16) Gunduz sinip geceleri gozuken gezegenlere and olsun;
  16. (15-16) Gunduz sinip geceleri gozuken gezegenlere and olsun;
  17. Kararmaya baslayan geceye and olsun;
  18. Agarmaya baslayan sabaha and olsun ki,
  19. (19-21) Bu Kuran, arsin sahibi katinda degerli, guclu, sozu dinlenen ve guvenilen serefli bir elcinin getirdigi sozdur.
  20. (19-21) Bu Kuran, arsin sahibi katinda degerli, guclu, sozu dinlenen ve guvenilen serefli bir elcinin getirdigi sozdur.
  21. (19-21) Bu Kuran, arsin sahibi katinda degerli, guclu, sozu dinlenen ve guvenilen serefli bir elcinin getirdigi sozdur.
  22. Arkadasiniz (Muhammed) asla deli degildir.
  23. And olsun ki, o, Cebrail´i apacik ufukta gormustur.
  24. Peygamber, gorulmeyenler hakkinda soylediklerinden oturu tohmet altinda tutulamaz.
  25. Bu Kuran, kovulmus seytanin sozu olamaz.
  26. Nereye gidiyorsunuz?
  27. (27-28) Kuran, ancak aranizda dogru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir oguttur.
  28. (27-28) Kuran, ancak aranizda dogru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir oguttur.
  29. Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikce sizler bir sey dileyemezsiniz. *
Yazar: Celal Yıldırım - Tefsirli Kur'an-ı Kerim Meali
  1. Güneş kararıp dürüldüğünde,
  2. Yıldızlar parçalanıp döküldüğünde,
  3. Dağlar yerinden oynatılıp yürütüldüğünde,
  4. Gebe olan develer (kendi haline) bırakıldığında,
  5. Vahşi hayvanlar (korkudan) biraraya toplandığında,
  6. Denizler birbirine karışıp kaynaştığında (veya ateş haline geldiğinde),
  7. Ruhlar bedenlerle; iyiler iyilerle, kötüler kötülerle birleştiğinde,
  8. (8-9) Diri diri gömülen veya gömülmeden öldürülüp öylece gömülen kız çocuğuna, hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda,
  9. (8-9) Diri diri gömülen veya gömülmeden öldürülüp öylece gömülen kız çocuğuna, hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda,
  10. (Amel) sahifeleri açıldığında,
  11. Gök(teki cisimler) yörüngesinden kaydırılıp dürüldüğünde,
  12. Cehennem iyice alev alev kızıştırdığında,
  13. Cennet (mü´minlere) yaklaştırıldığında,
  14. Herkes neler hazırladığını bilip anlayacak.
  15. Yemin ederim o (gündüzleyin) sinip gizlenen (yıldız)lara,
  16. (Geceleyin) ortaya çıkıp gözükenlere,
  17. Karanlığa gömülen geceye,
  18. Teneffüs eden (ağarıp nefes nafes belirginleşen) sabaha ki,
  19. (19-20) Muhakkak o (Kur´ân), yüce şerefli, Arş´ın sahibi yanında güçlü ve kudretli bir elçinin sözüdür.
  20. (19-20) Muhakkak o (Kur´ân), yüce şerefli, Arş´ın sahibi yanında güçlü ve kudretli bir elçinin sözüdür.
  21. O elçi kendisine uyulandır, güvenilirdir.
  22. Arkadaşınız (Muhammed) deli ve dengesiz değildir.
  23. And olsun ki. O, onu (Muhammed, Melek Cebrail´i) açık ufukta gördü.
  24. O (Muhammed) gaybe karşı suç zanlısı veya cimri de değildir.
  25. Bu (Kur´ân) ilâhî rahmetten kovulmuş bir şeytanın sözü değildir.
  26. O halde nereye gidiyorsunuz?!
  27. (27-28) O, âlemler için ve sizden doğru davranmayı arzu edenler için katıksız bir öğüttür.
  28. (27-28) O, âlemler için ve sizden doğru davranmayı arzu edenler için katıksız bir öğüttür.
  29. Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Yazar: Diyanet - Diyanet 1
  1. Güneş, dürüldüğü zaman,
  2. Yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman,
  3. Dağlar, yürütüldüğü zaman,
  4. Gebe develer salıverildiği zaman.
  5. Yaban hayatı yaşayan (irili ufaklı) tüm canlılar toplandığı zaman,
  6. Denizler kaynatıldığı zaman,
  7. Ruhlar (bedenlerle) eşleştirildiği zaman.
  8. (8-9) Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman,
  9. (8-9) Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman,
  10. Amel defterleri açıldığı zaman,
  11. Gökyüzü (yerinden) sıyrılıp koparıldığı zaman,
  12. Cehennem alevlendirildiği zaman,
  13. Cennet yaklaştırıldığı zaman,
  14. Herkes önceden hazırlayıp getirdiği şeyleri bilecektir.
  15. (15-16) Andolsun, bir görünüp bir sinenlere, akıp gidip kaybolanlara,
  16. (15-16) Andolsun, bir görünüp bir sinenlere, akıp gidip kaybolanlara,
  17. Andolsun, yöneldiği zaman geceye,
  18. Andolsun, aydınlandığı zaman sabaha ki,
  19. (19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.
  20. (19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.
  21. (19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.
  22. (Ey Kureyşliler!) Sizin arkadaşınız (Muhammed) bir deli değildir.
  23. Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü.
  24. O, gayb hakkında cimri değildir.
  25. Kur’an, kovulmuş şeytanın sözü değildir.
  26. (Hâl böyle iken) nereye gidiyorsunuz?
  27. (27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.
  28. (27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.
  29. Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Yazar: Diyanet - Diyanet 2
  1. Güneş katlanıp dürüldüğünde,
  2. Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde,
  3. Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde,
  4. Gebe develer salıverildiğinde,
  5. Vahşî hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde,
  6. Denizler kaynatıldığında,
  7. Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde,
  8. (8-9) Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda,
  9. (8-9) Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda,
  10. (Amellerin yazılı olduğu) defterler açıldığında,
  11. Gökyüzü sıyrılıp alındığında,
  12. (12-13) Cehennem tutuşturulduğunda ve cennet yaklaştırıldığında,
  13. (12-13) Cehennem tutuşturulduğunda ve cennet yaklaştırıldığında,
  14. Kişi neler getirdiğini öğrenmiş olacaktır.
  15. (15-16) Hayır! Akıp giden, bir kaybolup bir etrafı aydınlatan yıldızlara andolsun,
  16. (15-16) Hayır! Akıp giden, bir kaybolup bir etrafı aydınlatan yıldızlara andolsun,
  17. Kararmaya yüz tuttuğunda geceye andolsun,
  18. Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,
  19. (19-20) O (Kur´an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş´ın sahibi (Allah´ın) katında itibarlı bir elçinin (Cebrail´in) getirdiği sözdür.
  20. (19-20) O (Kur´an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş´ın sahibi (Allah´ın) katında itibarlı bir elçinin (Cebrail´in) getirdiği sözdür.
  21. O orada sayılan, güvenilen (bir elçi)dir.
  22. Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir.
  23. Andolsun ki, onu (Cebrail´i) apaçık ufukta görmüştür.
  24. O, gaybın bilgilerini (sizden) esirgemez.
  25. O lânetlenmiş şeytanın sözü de değildir.
  26. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?
  27. (27-28) O, herkes için, sizden doğru yolda gitmek isteyenler için bir öğüttür.
  28. (27-28) O, herkes için, sizden doğru yolda gitmek isteyenler için bir öğüttür.
  29. Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Yazar: Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. O güneş dürüldüğünde,
  2. yıldızlar bulandığında,
  3. dağlar yürütüldüğünde,
  4. kıyılmaz mallar bırakıldığında,
  5. vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,
  6. denizler ateşlendiğinde,
  7. ruhlar eşleştirildiğinde.
  8. Diri diri gömülen kıza sorulduğunda;
  9. hangi suçtan öldürüldü diye,
  10. defterler açıldığında,
  11. gökyüzü sıyrılıp açıldığında,
  12. cehennem kızıştırıldığında,
  13. cennet yaklaştırıldığında,
  14. bir nefis (herkes) ne hazırladığını anlar.
  15. Şimdi yemin ederim o sinenlere,
  16. o akıp akıp yuvasına girenlere,
  17. yöneldiği zaman o geceye,
  18. nefeslendiği zaman o sabaha ki,
  19. muhakkak o (Kur´an), şerefli bir elçinin getirdiği bir sözdür.
  20. O elçi, pek güçlü, Arş´ın sahibinin katında itibarlıdır.
  21. Orada kendisine itaat edilendir, güvenilendir.
  22. Yoksa sizin arkadaşınız (Muhammed), delirmiş değildir.
  23. Vallahi onu (Cebrail) açık ufukta gördü.
  24. O, gayb hakkında kıskanılır da değildir.
  25. Ve o (Kur´an), kovulmuş şeytanın sözü değildir.
  26. Böyle iken siz nereye gidiyorsunuz?
  27. O, sadece bir öğüttür, alemler için.
  28. Ve içinizden dosdoğru olmayı dileyenler için.
  29. Fakat o alemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz!
Yazar: Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Meali (Sadeleştirilmiş)
  1. Güneş katlanıp dürüldüğünde,
  2. Yıldızlar bulandığında,
  3. Dağlar yürütüldüğünde,
  4. Kıyılmaz mallar bırakıldığında,
  5. Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,
  6. Denizler ateşlendiğinde (suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde),
  7. Nefisler eşleştirildiğinde (iyiler iyilerle, kötüler kötülerle bir araya toplandığında),
  8. Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda,
  9. «Hangi günahtan dolayı öldürüldü?» diye.
  10. Amel defterleri açıldığında,
  11. Gök sıyrılıp açıldığında,
  12. Cehennem kızıştırıldığında,
  13. Ve cennet yaklaştırıldığında,
  14. Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.
  15. Şimdi yemin ederim o sinenlere (gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara),
  16. O akıp akıp yuvasına gidenlere,
  17. Yöneldiği an geceye,
  18. Nefeslendiği (ağardığı) an sabaha ki,
  19. Kuşkusuz o Kur´an, değerli bir elçinin sözüdür.
  20. O elçi güçlüdür, Arş´ın sahibinin yanında çok itibarlıdır.
  21. Orada ona itaat edilir, güvenilir.
  22. Arkadaşınızı cin çarpmış değildir.
  23. Andolsun o, Cebrail´i açık ufukta gördü.
  24. O, gayb hakkında cimri de değildir.
  25. O, kovulmuş bir şeytanın sözü değildir.
  26. Hâl böyle iken, siz nereye gidiyorsunuz?
  27. O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir,
  28. İçinizden doğru gitmek isteyenler için.
  29. Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz.
Yazar: Seyyid Kutub - Fizilal-il Kuran
  1. Güneş dürüldüğü zaman
  2. Yıldızlar kararıp dağıldığı zaman
  3. Dağlar sökülüp dağıldığı zaman
  4. Gebeliğinin onuncu ayındaki develer kendi haline bırakıldığı zaman
  5. Yabani hayvanlar bir araya toplandığı zaman
  6. Denizler kaynatıldığı zaman
  7. Nefisler çiftleştiği zaman
  8. Ve sorulduğu zaman o diri diri toprağa gömülen kıza;
  9. Hangi suçtan ötürü gömüldü? diye
  10. Siciller açılıp yayıldığı zaman
  11. Gökkubbe yıkıldığı zaman
  12. Cehennem kızıştırıldığı zaman
  13. Cennet yaklaştırıldığı zaman
  14. Herkes ne getirdiğini öğrenecektir.
  15. Yemin ederim geri kalıp gizlenenlere.
  16. Akıp giderken ışık verenlere.
  17. Kararan geceye.
  18. Soluk almaya başlayan sabaha.
  19. Şüphesiz o şerefli bir elçinin sözüdür.
  20. Kuvvet sahibidir. Arşın sahibi Allah katında yücedir.
  21. Orada kendisine itaat edilir, güvenilir.
  22. Arkadaşımız deli değildir.
  23. Şüphesiz (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür.
  24. O, gayb hakkında töhmet altında tutulamaz.
  25. O, kovulmuş şeytanın sözü değildir.
  26. O halde nereye gidiyorsunuz?
  27. O alemlere öğütten başka birşey değildir.
  28. Sizden düzelmeyi dileyenler için.
  29. Ancak alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Yazar: Gültekin Onan - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Güneş, köreltildiği zaman,
  2. Yıldızlar, bulanıklaşıp döküldüğü zaman,
  3. Dağlar, yürütüldüğü zaman,
  4. Gebe develer, kendi başına terkedildiği zaman,
  5. Vahşi hayvanlar, toplandığı zaman,
  6. Denizler tutuşturulduğu zaman,
  7. Nefisler, birleştiği zaman,
  8. Ve ´diri diri toprağa gömülen kızcağıza´ sorulduğu zaman:
  9. "Hangi suçtan dolayı öldürüldü?"
  10. Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman,
  11. Gök sıyrılıp yüzüldüğü zaman,
  12. Cehennem ateşi çılgınca kızıştırıldığı zaman,
  13. Cennet de yakınlaştırıldığı zaman,
  14. (Artık her) Nefs, neyi hazırladığını bilip öğrenmiştir.
  15. Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere,
  16. Bir akış içinde yerini alanlara;
  17. Kararmaya ilk başladığı zaman, geceye andolsun,
  18. Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha;
  19. Şüphesiz o (Kuran), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Tanrı´dan getirdiği) sözüdür;
  20. (Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arşın sahibi katında şereflidir.
  21. Ona itaat edilir, sonra güvenilirdir (emiyn).
  22. Sizin arkadaşınız bir deli değildir.
  23. Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.
  24. O, gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz.)
  25. O (Kuran) da kovulmuş şeytanın sözü değildir.
  26. Şu halde, siz nereye kaçıp gidiyorsunuz?
  27. O (Kuran), alemler için yalnızca bir zikirdir;
  28. Sizden dosdoğru bir yön (istikamet) tutturmak dileyenler için.
  29. Alemlerin rabbi olan Tanrı dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Yazar: Hasan Basri Çantay - Kur'an Meali - Kur’an-ı Hakim Ve Meal-i Kerim
  1. Güneş dürül (üb söndürül) düğü zaman,
  2. Yıldızlar (kararıb) düşdüğü zaman,
  3. Dağlar (yer yüzünden koparılıb) yürütüldüğü zaman,
  4. Gebe develer (başı boş) salıverildiği zaman,
  5. Vahşî hayvanlar bir araya toplandığı zaman,
  6. Denizler ateşlendiği zaman,
  7. Ruuhlar çiftleşdiği zaman,
  8. (8-9) Diri diri gömülen kızın hangi suç (ların) dan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman,
  9. (8-9) Diri diri gömülen kızın hangi suç (ların) dan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman,
  10. (Amel) defterler (i) açılıb yayıldığı zaman,
  11. Gök (yerinden) koparıldığı zaman,
  12. O alevli ateş (cehernem) daha ziyâde kızışdırıldığı zaman,
  13. Cennet (mü´minlere) yaklaşdırıldığı zaman,
  14. (her) nefs ne hazırlamışsa (artık hepsini görüb) bilmişdir (bilecekdir.)
  15. (Demek ki hakıykat, ey kâfirler, sizin dediğiniz gibi değildir). Andederim o (geceleri) geri dön (üb aydınlık neşr eden),
  16. Akıb akıb yuvalarına giden (yıldız) lara,
  17. Karanlığa yöneldiği zaman geceye,
  18. Nefeslendiği dem sabaha ki,
  19. Şüphesiz, muhakkak o (Kur´an) çok şerefli bir elçinin (getirdiği) kelâmdır.
  20. (Bir elçi ki) çetin bir kudrete mâliktir. Arşın saahibi (olan Allah) nezdinde çok i´tibarlıdır.
  21. Orada kendisine itaat olunandır, bir emindir.
  22. Sizin saahibiniz bir mecnun değil.
  23. Andolsun ki O (saahibiniz) onu apaçık ufukda görmüşdür.
  24. O gaybden dolayı asla suçlu da değildir.
  25. O (Kur´an) da taşlanmış (koğulmuş) bir şeytanın sözü değil.
  26. O halde nereye gidiyorsunuz?
  27. (27-28) O, aalemler için, (hele) sizden doğruluk isteyenler için bir öğüdden başkası değildir.
  28. (27-28) O, aalemler için, (hele) sizden doğruluk isteyenler için bir öğüdden başkası değildir.
  29. (Bununla beraber o doğruluğu) âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz.
Yazar: İbni Kesir - Büyük Kuran Tefsiri
  1. Güneş dürüldüğü zaman;
  2. Yıldızlar döküldüğü zaman;
  3. Dağlar yürütüldüğü zaman;
  4. Gebe develer salıverildiği zaman;
  5. Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman;
  6. Denizler kaynatıldığı zaman;
  7. Ruhlar çiftleştirildiği zaman;
  8. Diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman;
  9. Hangi günahtan dolayı öldürüldüğü,
  10. Sayfalar açıldığı zaman;
  11. Gök yerinden oynatıldığı zaman;
  12. Cehennem kızıştırıldığı zaman;
  13. Ve Cennet yaklaştırıldığı zaman;
  14. Kişi önceden ne hazırladığını bilecektir.
  15. Andolsun sinenlere;
  16. Akıp akıp yuvalarına girenlere;
  17. kararmaya başlayan geceye;
  18. Ağarmaya başlayan sabaha;
  19. Şüphesiz ki bu; şerefli bir elçinin sözüdür.
  20. Arş´ın sahibi katında değerlidir ve güçlüdür.
  21. Kendisine uyulandır, emindir.
  22. Sizin arkadaşınız asla deli değildir.
  23. Andolsun ki; onu, apaçık ufukta görmüştür.
  24. Gaybdan ötürü o, asla suçlu da değildir.
  25. Bu, kovulmuş şeytanın sözü değildir.
  26. Böyleyken nereye gidiyorsunuz?
  27. O; ancak alemler için bir öğüttür.
  28. Sizden doğru olmak isteyenler için.
  29. Alemlerin Rabbı olan Allah dilemedikçe, sizler dileyemezsiniz.
Yazar: İskender Ali Mihr - Kur'ân-ı Kerim Lafz-ı ve Ruhu Tefsiri
  1. Güneş bürülüp dürüldüğü zaman.
  2. Ve yıldızlar solduğu (enerjilerini tükettiği) zaman.
  3. Ve dağlar yürütüldüğü zaman.
  4. Ve yüklü develer salındığı (başıboş bırakıldığı), kıymetli dünya malları terkedildiği zaman.
  5. Ve vahşi hayvanlar toplandığı zaman.
  6. Ve denizler ateşlendiği zaman.
  7. Ve nefsler eşleştirildiği (fizik vücutla birleştiği) zaman.
  8. Ve diri olarak toprağa gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman.
  9. Hangi günah sebebi ile öldürüldü?
  10. Ve sayfalar (amel defteri) açıldığı (hayat filmi oynatıldığı) zaman.
  11. Ve sema (mekânlarından) sıyrılıp kaldırıldığı (perdeler açıldığı) zaman.
  12. Ve cehennem kızıştırıldığı (şiddetle alevlendirildiği) zaman.
  13. Ve cennet yaklaştırıldığı zaman.
  14. Her nefs, hazırlamış olduğunu bilmiş olacak (hayat filminde yaptıklarının hepsini görecek).
  15. Bundan sonra hayır, hünnese (merkezî çekim kuvvetine) yemin ederim.
  16. Cevalan edene (merkezî çekim kuvvetinin etrafında, yörüngede dönene).
  17. Ve kararmaya başladığı an geceye.
  18. Ve ağarmaya başladığı zaman sabaha (yemin ederim ki).
  19. Muhakkak ki O (Kur´ân), gerçekten Kerim Resûl´ün sözüdür.
  20. Yüce arşın sahibinin yanında büyük şeref (makam ve itibar) sahibidir.
  21. O, kendisine itaat edilen, orada emin olandır.
  22. Ve sizin arkadaşınız mecnun (deli) değildir.
  23. Ve andolsun (resûl), O´nu (Cebrail A.S´ı) ufukta apaçık gördü.
  24. Ve o, gaybta vahyolunanı saklayıcı değildir (aynen tebliğ eder).
  25. Ve O (Kur´ân), taşlanmış şeytanın sözü değildir.
  26. Öyleyse siz nereye gidiyorsunuz?
  27. O sadece âlemler için bir zikirdir.
  28. O, içinizden, istikamet üzere olmak (Allah´a yönelmek) isteyen kimse içindir.
  29. Ve âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Yazar: Muhammed Esed - Kur'an Mesajı Meal-Tefsir
  1. Güneş, karanlığa gömüldüğünde,
  2. ve yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde,
  3. dağlar kaybolup gittiğinde,
  4. ve doğurmak üzere olan dişi develer başıboş bırakıldığında,
  5. bütün hayvanlar bir araya toplandığında,
  6. ve denizler kaynadığında,
  7. bütün insanlar (yaptıklarıyla) eşleştirildiğinde,
  8. ve diri diri gömülen kız çocuklarına sorulduğunda
  9. hangi suçtan dolayı öldürüldükleri,
  10. (insanların yapıp ettiklerinin) dosyaları açıldığında,
  11. ve gökyüzü açılıp ortaya serildiğinde,
  12. (cehennemin) yakıcı ateşi parladığında,
  13. ve cennet gözler önüne getirildiğinde,
  14. (o Gün) her insan, (kendisi için) ne hazırlamış olduğunu görecektir.
  15. Hayır! Hayır! Dönüp duran yıldızları tanıklığa çağırırım,
  16. yörüngelerinde akan ve kaybolan gezegenleri,
  17. ve kararan geceyi,
  18. ve soluk almaya başlayan sabahı:
  19. bakın, bu (ilahi kelam), gerçekten soylu bir elçinin (vahyedilmiş) sözüdür,
  20. güç bahşedilmiş, kudret ve egemenlik tahtının Sahibi nezdinde emin kılınmış,
  21. itaat edilen ve güvene layık birinin (sözü)!
  22. Çünkü, bu arkadaşınız bir deli değil:
  23. o gerçekten (meleği) gördü, berrak bir ufukta (gördü) onu;
  24. o, (başka birine vahyedilmiş olan) insan kavrayışının ötesindeki şeylerin bilgisinden dolayı onları kıskanan biri değildir.
  25. Bu (mesaj), lanetlenmiş bir şeytani gücün sözü de değildir.
  26. Öyleyse nereye gidiyorsunuz?
  27. Bu (mesaj), bütün insanlık için bir öğüt ve hatırlatmadan başka bir şey değildir,
  28. doğru yolda yürümek isteyen her biriniz için.
  29. Ama Allah, bütün alemlerin Rabbi, (o yolu size göstermeyi) istemedikçe siz onu isteyemezsiniz.
Yazar: Ömer Nasuhi Bilmen - Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali
  1. Güneş, dürüldüğü zaman.
  2. Ve yıldızlar döküldüğü zaman.
  3. Ve dağlar yürütüldüğü zaman.
  4. (4-6) Ve yüklü develer salıverildiği zaman. Vahşi hayvanlar toplanıldığı zaman. Ve denizler ateş ile dolduğu zaman.
  5. (4-6) Ve yüklü develer salıverildiği zaman. Vahşi hayvanlar toplanıldığı zaman. Ve denizler ateş ile dolduğu zaman.
  6. (4-6) Ve yüklü develer salıverildiği zaman. Vahşi hayvanlar toplanıldığı zaman. Ve denizler ateş ile dolduğu zaman.
  7. Ve ruhlar çiftleştirildiği zaman.
  8. Ve diri olarak gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman.
  9. «Hangi günahından dolayı öldürüldü?» diye.
  10. Ve defterler açıldığı zaman.
  11. Ve gök giderildiği zaman.
  12. (12-13) Ve cehennem, şiddetle alevlendirildiği zaman. Ve cennet yaklaştırıldığı zaman.
  13. (12-13) Ve cehennem, şiddetle alevlendirildiği zaman. Ve cennet yaklaştırıldığı zaman.
  14. Her şahıs, ne hazırlamış olduğunu bilmiş olur.
  15. Artık andolsun geri dönen yıldızlara.
  16. Akıp saklanıveren (seyyare)lere.
  17. Ve yöneldiği zaman geceye.
  18. Ve açılmaya başladığı zaman gündüze.
  19. Şüphe yok ki O, muhakkak bir kerîm elçinin (getirdiği) kelâmdır.
  20. Büyük bir kuvvet sahibidir, arş´ın sahibi nezdinde âlî bir makama nâildir.
  21. (21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir.
  22. (21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir.
  23. (23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir.
  24. (23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir.
  25. (23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir.
  26. Artık nereye gidiyorsunuz?
  27. (27-28) O, başka değil âlemler için bir öğüttür. Sizden müstakimâne yaşamak dileyen kimse için (bir mev´izadır).
  28. (27-28) O, başka değil âlemler için bir öğüttür. Sizden müstakimâne yaşamak dileyen kimse için (bir mev´izadır).
  29. Ve âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz.
Yazar: Suat Yıldırım - Kura'an-ı Hakim ve Açıklamalı Meali
  1. Güneş dürülüp ışığı söndüğü zaman
  2. Yıldızlar yerlerinden düşüp dağıldığı zaman
  3. Dağlar yürütüldüğü zaman
  4. Doğurmak üzere olan develer, kıyılmaz mallar terk edildiği zaman
  5. Vahşi hayvanlar diriltilip toplandığı zaman
  6. Denizler ateşlenip kaynatıldığı zaman
  7. Nefisler eşleştirildiği, ruhlar bedenlere girdiği zaman
  8. Diri diri gömülen kız çocuğuna
  9. Hangi suçtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman
  10. Hesap defterleri açıldığı zaman..
  11. Gök cisimleri yerlerinden kaydırıldığı zaman
  12. Cehennem alev alev kızıştırıldığı zaman..
  13. Cennet yaklaştırıldığı zaman..
  14. İşte o zaman... Her insan hazırladığını, ortaya ne koyduğunu anlayacaktır.
  15. Bakın: Gündüzün sinip gizlenen yıldızlara..
  16. Dolaşıp dolaşıp yuvalarına, yörüngelerine giren gezegenlere..
  17. Geçmeye başladığı dem geceye..
  18. Nefes almaya başladığı dem sabaha kasem ederim ki
  19. Kur´ân, değerli bir Elçinin, Cebrail´in getirip okuduğu sözdür
  20. O Elçi ki çok kuvvetlidir. Yüce Arş sahibi Allah´ın nezdinde pek itibarlıdır.
  21. Göklerde ona itaat edilir, vahiyler ona emanet edilir
  22. Şunu da bilin ki, içinizden biri olan bu arkadaşınız deli değildir
  23. O, vahyi getiren elçi Cebrail´i, apaçık ufukta görmüştü.
  24. O, vahiy hususunda cimri davranan, vahyi sizden esirgeyen bir zat değildir. Vahiy hakkında her türlü töhmetten de uzaktır
  25. Bu söz, hele hele, kovulmuş şeytanın sözü hiç değildir!
  26. O halde siz nereye gidiyorsunuz öyle, neden bahsediyorsunuz
  27. Bu, olsa olsa bütün âlemlere bir öğüttür, bir uyarıdır. İstikamet sahibi olmak isteyenler onu dinlerler
  28. Ama bu iş sizin istemenizle değil, ancak Rabbülâlemin olan Allah´ın dilemesiyle tamam olur.
Yazar: Süleyman Ateş - Kuran'ı Kerim Meali
  1. Güneş büzüldüğü zaman,
  2. Yıldızlar kararıp döküldüğü zaman,
  3. Dağlar yürütüldüğü zaman,
  4. On aylık gebe develer başı boş bırakıldığı zaman,
  5. Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman,
  6. Denizler kaynatıldığı zaman,
  7. Nefisler çiftleştirildiği zaman.
  8. Ve sorulduğu zaman o diri diri toprağa gömülen kıza:
  9. "Hangi günâh(ı) yüzünden öldürüldü?" diye.
  10. (Amel) defterler(i) açılıp yayıldığı zaman,
  11. Gök sıyrılıp açıldığı zaman,
  12. Cehennem alevlendirildiği zaman,
  13. Cennet yaklaştırıldığı zaman,
  14. Her can, ne yapıp getirdiğini bilir.
  15. Yoo, yemin ederim o geri kalıp gizlenenlere;
  16. Akıp gidenlere, dönüp saklananlara,
  17. Sırtını dönen geceye,
  18. Soluk almağa başlayan sabaha,
  19. (Andolsun bunlara) Ki o, değerli bir elçinin (Cebrâil´in) sözüdür.
  20. (O elçi,) Güçlüdür, Arşın sâhibi (Allâh) katında yücedir.
  21. Orada (kendisine) itâ´at edilen, güvenilendir.
  22. Arkadaşınız cinli değildir.
  23. Andolsun (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür.
  24. O, gayb hakkında (verdiği haberlerden dolayı) suçlanamaz.
  25. O (Kur´ân) kovulmuş şeytânın sözü değildir.
  26. O halde nereye gidiyorsunuz?
  27. O, âlemlere öğüttür.
  28. Aranızdan doğru hareket etmek isteyen için;
  29. Âlemlerin Rabbi Allâh dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Yazar: Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
  1. Güneş dürüldüğü zaman..
  2. Yıldızlar, saçılıp dağıldığı zaman..
  3. Dağlar yürütüldüğü zaman..
  4. On aylık gebe develer başıboş bırakıldığı zaman..
  5. Vahşi hayvanlar toplandığı zaman..
  6. Denizler kaynatıldığı/ fışkırtıldığı zaman..
  7. Nefisler birleştirildiği/eşleştirildiği zaman..
  8. Diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman..
  9. Hangi suçtan öldürüldüğü..
  10. Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman.
  11. Gök, perdelerinden sıyrıldığı zaman,
  12. Cehennem alevlendirildiği zaman,
  13. Cennet yaklaştırıldığı zaman,
  14. Herkes ne hazırladığını bilecektir.
  15. Hayır, Yemin ederim gizlenene..
  16. Bir akış içinde yerini alanlara.
  17. Karardığında geceye,
  18. Aydınlanmaya başladığında sabaha andolsun ki.
  19. Şüphesiz o, şerefli bir elçinin sözüdür.
  20. Güçlü, Arşın sahibi yanında itibarlı..
  21. Sözü dinlenir, sonra güvenilir de..
  22. Arkadaşınız mecnun değildir.
  23. Onu (Cebrail’i) apaçık ufukta görmüştür.
  24. O, gayb hakkında suçlanacak değildir.
  25. O, koğulmuş şeytanın sözü de değildir.
  26. -Öyleyse nereye gidiyorsunuz?
  27. O, ancak alemler için bir zikir/uyarıdır.
  28. Sizden doğru yolu isteyenler için..
  29. Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe, siz de dileyemezsiniz.
Yazar: Ebu'l Al'a Mevdudi - Tefhim-ul Kuran
  1. Güneş, köreltildiği zaman,
  2. Yıldızlar, bulanıklaşıp döküldüğü zaman,
  3. Dağlar, yürütüldüğü zaman,
  4. Gebe develer, kendi başına terkedildiği zaman,
  5. Vahşi hayvanlar, bir araya toplandığı zaman,
  6. Denizler, tutuşturulduğu zaman,
  7. O zaman ki nefisler çiftleşir.
  8. Ve ´diri olarak toprağa gömülen kızcağıza´ sorulduğu zaman:
  9. «Hangi suçtan dolayı öldürüldü?»
  10. Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman,
  11. Gök, sıyrılıp yüzüldüğü zaman
  12. Cehennem ateşi çılgınca kızıştığı zaman,
  13. Cennet de yakınlaştırıldığı zaman,
  14. (Artık her) Nefis, neyi hazırladığını bilip öğrenmiştir.
  15. Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere,
  16. Bir akış içinde yerini alanlara;
  17. Kararmağa ilk başladığı zaman, geceye andolsun,
  18. Ve nefes almağa başladığı zaman, sabaha;
  19. Hiç tartışmasız o (Kur´an), üstün onur sahibi olan bir elçinin gerçekten (Allah´tan getirdiği) sözüdür;
  20. (Bu elçi,) Bir güç sahibidir; arşın sahibi katında şereflidir.
  21. Ona itaat edilir, sonra güvenilirdi.
  22. Sizin sahibiniz bir deli değildir.
  23. Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.
  24. O, gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz).
  25. O (Kur´an) da kovulmuş şeytanın sözü değildir.
  26. Şu halde, siz nereye kaçıp gidiyorsunuz?
  27. O (Kur´an), alemler için yalnızca bir zikirdir;
  28. Sizden dosdoğru bir yön (istikamet) tutturmak isteyenler için.
  29. Alemlerin Rabbi olan Allah, dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Yazar: Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
  1. Güneş büzülüp dürüldüğünde,
  2. Yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde,
  3. Dağlar yürütüldüğünde,
  4. O bakmaya kıyılmayan develer kendi hallerine bırakıldığında,
  5. Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,
  6. Denizler kaynatıldığında,
  7. Benlikler çiftleştirildiğinde,
  8. O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda,
  9. Hangi günah yüzünden öldürüldü diye!
  10. Sayfalar açılıp göz önüne konduğunda,
  11. Göğün örtüsü soyulup indirildiğinde,
  12. Cehennem kızıştırıldığında,
  13. Cennet yaklaştırıldığında,
  14. Her benlik, önceden ne hazırlamışsa bilmiş olacaktır.
  15. Hayır, iş onların sandığı gibi değil! Yemin olsun o sinip gizlenenlere,
  16. Akıp akıp giderek yuvasına girenlere,
  17. Beriye geldiği ve geriye döndüğü zaman geceye,
  18. Ve soluyarak açıldığı zaman sabaha,
  19. Ki o, çok değerli bir elçinin sözüdür.
  20. Çok güçlüdür o elçi, Arş sahibinin katında saygındır.
  21. İtaat edilir orada kendisine, emindir.
  22. Ve arkadaşınız bir cin çarpmış değildir.
  23. Yemin olsun ki, onu apaçık ufukta gördü.
  24. O, gayb konusunda cimri değildir.
  25. Ve o, kovulmuş şeytanın sözü değildir.
  26. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?
  27. O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir.
  28. İçinizden, dosdoğru yürümek isteyen için.
  29. Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz!